5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1293
Okunma
Kusarken fahişe yüreğinden,
gecenin piçini şehir.
Sofralar kuruldu kaldırımlara.
ayak yalın,
üzerlerinde tek don,
kaçtılar arka sokaklara.
Ekmek pahalı,
can ucuzdu.....
Salınırken Bebek,Ulus,Etiler
mağrur,mağrur boğazda.
Yoktu,tek bir lokma,
kursaklarında..
Ay tepsi gibi anlam yığarken,
kodaman masalarına.
Boyun eğdiler,
şehir züppelerinin yasalarına.
Lüğatları tek kelimelik;
acıydı....
Bunlar kaf dağının çocuklarıydı.
Homurdarken koca arabalar,
ilerleyen saatlerde.
Kıstırılmış indeydiler.
Kimi şevhet,
kimi böbrek peşindeydiler.
Çark işlemiş,dişli dönmüştü,
hamiyet yoktu kurallarında.
Çok uzaklarda,
belki Hindistan,da
bir karanfil ölmüştü.
Çocuklar, bizim çocuklarımız,
ekmeğimiz tuzumuz,namusumuz.
Baba yok,analar kayıp,
burası Beyoğlu,nun göbeği,
ayıp ediyoruz ayıp !
Masa başında yalılarda
şairler....
yudumlarlarken meyi,
ne kadar karmaşık yazarsak,
güzel olurmuş şiir,
alfabeyi...
Toprak kokusu,gül kokusu,
çocuk kokusu,
duymadan benliğinde,
kalemle uğraşıyor kendince...
Selamlar olsun,
şairlere beylere, biz derdimizi
yalın yazarız.
Bir harflik alfabeyle....Kasım Özcan
5.0
100% (2)