Kursağımda düğüm düğüm, gölge haramilerimde sürün,
Yargısız infaz ecel, kör gözünle güneşe süzül,
Varlığım bedenimden dışarı çıkar, kim bu kalleş ipsiz hüzün?
Sana değil banadır, duymaz yüzün, kör gözün...

Saltanatın sona erdi şair adlı sıfatsız kurul,
Şimdi oturacağın yer toprak değil sıcak közüm,
Beni alamazlar iblisin hain sözüsün,
Duyamazsın artık sen isimsizlerin özüsün...

Güneşi bekleyemez çıkmak için gölgem,
Tahtın arkasında artık aydınlık sülalem,
Işık aşar hazne dolarsa duy artık elalem,
Yeni isim, yeni dokunuş artık bu kelalem...

Tılsım, cephe, kan durulsun sözünde,
Anlattıklarının aynasında hani gölgen nerede?
Dal kırılsa altında bir dal daha ararken,
Dilin lal, kalem al, senin aklın nerede?

Çoğu şair arayışlar içinde,
İki kalem bil ki artık bir lehçe,
Anlaman için sana lazım antipati,
Guardiyan isimli bir deve, hani nerede?

Sabır Yaa Sabır...