Kutsal topraklarda mı bırakmıştık
Tanrının isteğini
Hıra mağarasında uyuyan
Sevgili peygamberi
Umudun gölgesinde düşün denizini
Yararak geçen Musa’nın
Asasının ucundan damlayan
Okyanusun tanelerini
Yusuf’u zelil, kendini zebil elden
Kör karanlığında kardeş uğultusu
Dipsiz kuyunun
Davut’un çifte ödülüdür hükümdarlığı
Önemli oluşlunun
Ödü patlamışken korkunun
İnci tanesi gibi uyur denizlerde
Zavallı mı demeli, gıpta mı etmeli
Bu ahvalde
Karnından çıkışına Yunusun
Tövbelerin tövbesi yeter mi affa
Hükümdarlığını önde tutan
Tanrının emri
Süleyman’ın aklı ve serveti
Dinini değiştirtti
Saba melikesi Belkıs’a
Hazreti Eyüb’un sabrı
Dağı taşı çatlattı
Bu nasıl bir yürek
Bu nasıl bir akıldı ki
Gözlerim kurudu da yüreğim ağladı
Kimsesiz çocuğun donuk elleri gibi
Karanlık sokaklarda ak düşleri
Aydınlık bulutlara kara sevdalı
Bahar gibi yeşil
Okyanus maviliklerinde gözbebekleri
İnsanlığın tükenmişliği
24 saat yetmez, yetmez mevsimler yıllar
Secdede kalsa başım
Affın olmazsa Tanrım
Ben sana nasıl ulaşırım.