7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
927
Okunma
Kaç ezan vakti sensiz geçti
Öksüz bir çocuk gibi gece hüznü
Örterken üstüne
Kuşlar uçmaz gökyüzünde bir an
Adın duyulmasa
Toprağı yarıp çıkar mı tohum
Alnını sen diye yere koyan olmasa.
Kaç ezan vakti geçti sensiz
Sılaya hasret ruhunum penceresinden
Günler alev olup aktı
Rüzgâr hicabından yıllardır
Kapımı çalmadan sessizce geçti.
Gurbet oturmuş karşımda ben onun karşısında
İçimde sılada kalma bir koku
Yanık buğday gibi
Düşer geceleri yollarıma
Yollar ayak izinde ağlar.
Düşer mi hiç seni seven boşluğa
Boşluk seninle dolu
Ağlayan ruhumu
Avutur, avutur da
Ağlamak düşer bu aşka.
Kaç ezan vakti geçti sensiz
Güneş adımladı da sardı ayı
Ay ki yokluğunda hiç bu kadar
Onulmaz bir derde düşmedi.
Dolunaya dönerken
Zaman alıştı mı sensizliğe
Alıştı mı bu can, suskunluğa
Susmak dilsiz şeytana denkti oysa
Sustu mu bülbüller
Yoksa gülün yolunu mu gözler.
5.0
100% (3)