Gurubun büyüyen gamzelerinde
Dem tutuyor sancılarım.
Ve ayaz gecelerin kuytusunda
Kan uykusunda yalnızlığım.




Geceyi boyayan siyah bir hüznün taşkınlığında
Üşüyen kelebeklerin kanadına karıştı kelimelerim.
Süleymani bir sesleniş bekliyorum.
Lal olmuş dilim,
Söylemeyi özledi şafak şarkılarını.
Geceyi yırtan bir şafak bekliyorum.
Şavkında kamaşan gözlerim ,
Bakmayı özledi ışığın oynaşan çiğ tenine.




İçim hazan gününde saçaksız şimdi
Hüzün esmer bir yağmur
Puslu bir çölün imdadına yetişir gibi,
Yağıyor her gece fersiz iklimlerime...



Meryem’in suskusunda büyüyor İsa’nın yüreği
Bir kanlı çarmıhın ahı tutuyor işte.
Bütün hecelerde yasak şarkılar
Bir ölü beste gelip konuyor yalnızlığıma,
Hicranın soğuğunda kırağı vuruyor kelebeklerime,
Üç günlük değil artık ömür...




Pıhtılaşıyor bütün kanım ruhumda
Yokluğunun kestiği bileklerimden
Sadece sızı akıyor,
Kirpiğimin geceyi okşayan teline.




Hüzün,mehtabın gamzesinde bir çizgi şimdi.
Ben ışıklı caddelerde âma bir çiçek.
Görebilmenin müjdesini bekliyorum
Yusuf’un gömleğinde.