5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1426
Okunma

belki de gün ışığı değmiştir yüzüne
yâ da bir kaç yağmur damlasının kanatlandırdığı
Nisan nefesi titretmiştir,
güllerle donatmaya adandığım yüreğini...
kim bilir;
bir çocuk sûreti belirmiştir,
cennetin muştusu o alev gözlerinde...
bir ben kalmışım oysa,
sadece bir ben;
âh o efkâr-ı yâr kasırgasında...
vâktiyle kâh özlem demişler,
kâh hasret!
bakşılar susmuş,
kocamışlarda saguların en karası;
değil ki dilime,
damar damar kanıma sinmiş
bir gülistân-ı hâkkı suluyor, gerdanlığın...
haydi gül biraz...
ve biraz gün,
ey benim tozuna toprağına
yüz buladığım coğrâfyam!
haydi, gün biraz...
bahar temâşasını kokun deliyor ey yâr
kurdun kuşun telâşı şefkât koynunda deyiş
fersâh fersâh öteden sesin geliyor ey yâr
göğsümdeki her mısra hazzını kelâmlıyor
cümle nebât hayvanat esas duruşa geçmiş
evreni aydınlatan nurunu selâmlıyor
ikinisanikibindokuz-gaziantep
hakanilhankurt
5.0
100% (4)