1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1236
Okunma

İşte karanlığın saygı duyduğu aydınlık
Bir yüzüm metris bir yüzüm kalem
Gemiler geçiyor ovalarımı yararak
Belleğimde kızıl mavi tüm oyuncaklar.
Huzurundayım kırık kanatlı engizisyonun
Bir çalı kuşu sesiyle nağmeli sesim
Dağı yüklüyor naciz bedenime
Karıncıların son düğünü ağustos/ve terleyişim..
Gazetelerim bu gün beni manşetliyor
Gülyabani kimin kitabında doktor
Söyleyin ıstırabımı geçen rüzgâra
Ilık bir su /gözyaşların biriktiği altın tas.
Kapatıyorum hanın işlek kapısını
Tayların kurnazlığı bir yığın kâbus
Kar üstünde doru atların terli nefesi
Yelelerinde turkuaz serüven ve temmuz..
İşte yine huzurumda ay ve parlayan cilve
Oysa şubat henüz terk etmişti bedenimi
Gelin ey kadim seneler konun yüreğime
Bir akbaba olun yiyin bitirin beni..
2008/İstanbul
5.0
100% (1)