4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1690
Okunma

Ellerindeki geçmişten getirdiğin dünlerin yanık ezgisiydi
yorgun ve yıldız tozu serpilmiş sakallarında titrek dolaşan
bakışların susarken acıyı kirpiklerinde
gözlerin keder yağıyordu yüzünün avlusuna
dilinde söyleyemediğin sevgi sözcüğü keşkelerle boğarken nefesini
pişmanlıklar çözüyordu dizlerinin hayatla olan bağlarını
neylersin …
Geç kalmışlığının ve hiç edilmiş hayatının elleri
son kez uzanırken boşluğa
yalnızlık poyraz olup çarpıyordu tokat gibi suratına
ayaz yemiş bir ömrün
son mevsim kırıntılarını süpürüyordu bakışların
anlayamadın …
Oysa yokluğun kadar soğuk
sensizlik kadar ıssız değildi hayat
susmanın üşüttüğü gecelerde
kabus olup örterken üzerimi sessizlik .. susmazdın
hissedemedin …
Ayaz mevsiminde yaşananlara inat
ki yaşanacaksa ilk bahar bir son baharı da olmalıydı
yeniden filizlene bilmek için yaprak dökmeliydi ömür dediğin
bilemedin …
.. /.. ve bittin …