6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1296
Okunma
Yüreğimi ateşe tuttum,
Sıcacık kış geceleri getirdim sana...
Ayaklarıma savaşlar halkalandı
Çırılçıplak ağlamayı şairlerden öğrendim ben.
Akşam sevicileri, çok biliciler ve siyaset bilimcileri
Bütün gölgeler kalkacak diyordu üzerimizden
İyi bir şeymiş gibi
Durdum, dinledim
Portakal kokusu bildim
Özgürlüğü.
Babamın öldüğü gün buldum
Özgürlüğü.
Annem ağladığında duydum
Özgürlüğü.
Kaşlarımı çatmak sandım özgürlüğü !
Yüreğimi su’ya tuttum
Rüzgarın kokusunu,
Ay’ın kristal yağdığı akşamları
Çiçeklerin motiflediği
Ilık baharlar getirdim sana
Sen say ki;
Yüz yıl oldu görmeyeli
Çavlanlar, yemyeşil ormanlar,
Kaygısız insanlar kadar
Duvarlar da unutsaydı her şeyi
Nasıl severdim
Siyah bir atın nalları,
Beyaz atların yelelerini
Afrika kuşları,
Bir kırıntı ekmeğe kürelenen
Binlerce balığı
Öldüm diyemem, yaşadım
Kalan kaldı
Uğurladım senden olmayanları
Hürriyetim ve ben
Kapındayız
Sen öğret bize tutsaklığı...
Yeşil’i, gözlerinde en iyi taşıyan kadın’a
Devin Karaca
5.0
100% (4)