3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2097
Okunma

Kalk o benim sanık koltuğum
Senden bana kalan son şey
Gözünden yansıyan güneş yanılsaması ve
Ellerin demir parmaklar
Ne tutabilir ne de arkasına geçebilririm
çıkarın beni burdan
Ah tutunamayacak olmak saçlarına
Oysa şöyle diyecektim
“ Zifiri karanlık zindanları yırtan
Demir çubukların arasında
Bir dilim güneş
Görmek seni
Yıllar sonra ”
Onlar
En sevdiğim organik plaklar
Tamam al git ama
Gül güzeli çalsın son kez dudaklarında
Konuşacak çok şey vardı oysa
Nerden çıktı bu dinginlik
Ah duyamayacak olmak o şarkıları
Şöyle diyecektim bir konuşabilsem
“ Bir karış toz altında
Hayatımızın kayda değer hazları
Yaşama kıyısından merhaba der
Acılara inat bir mutlulukla
Ana rahminden kopan çığlık
Duymak seni ”
Kırmızıya kızıp
Güle düşman olunur mu
Buna en çok papatyalar sevindi
Ve onları satanlar
Oysa sen hiçbiriydin
Bilmedik uz çiçeği
Ah burnumun ağustos sinirleri
Biriktirecek bir yer yok muydu
Yıkılıyor direklerim
Ah koklayamayacak olmak seni
Şöyle diyecektim bir koklayabilsem
“ Yoncalar bir yaprak daha ararken
Üç yapraklı olsa koparılmayacağını bilmezken
Bir çığın altında kardelelen
Koklamak seni ”
Sabahlara kadar dikildim
Ruhuna açılan kapılarda
Terim ve terin karıştı
Kızgın yağlar
Döküdü alnımdan göğsüme
Sen değilsen
Çalmasınlar kapımı söyle
Ah dokunamayacak olmak sana
Şöyle diyecektim bir görebilsem
“ Kavuşamayanlar kervanında
Hani şu sevipte
Sahra güneşi değdi suya
Erit demir parmaklarını
Dokun bana ”
5.0
100% (3)