11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1377
Okunma

açıl ,
ey !
yıllar evvel sırladığım gönül kapım…
uçun ,
ey !
kuytusuna tüneyen baykuşlarım…
ve siz !
diz çökün ,
ey !
halden anlamayan nefsi duygularım…
ha kırıldı ha kırılacak
billur bir kafeste tuttuğum aşkım…
sanma ki yele verdim senli hatıraları,
yakarım belki hayalini
yazsam senin için tek bir dize bile,
ve soyunup gelsem hüzünlerimden,
inan
cihan titrer benim yerime…
adın,
son buseden kalan yağmur duasıdır;
durur kenarında dudağımın
ve
ne zaman ansam adını,
gönlümden bir üveyik havalanır ...
gidişin; çeliğe su verir gibiydi.
gittiğinden beri
çelik misali yüreğim.
gelişin …
şehrayin…
/ bitmeyen bir anın
dinmeyen bir ahın
nakıs bir nazmın
girizgâhı gibisin ...
aşkı bulmak seninle,
ateşi bulmaktan öteydi.
- ancak geç öğrendim ateşin yaktığını.
ve bıraktığımdan beri yağmura
tarümar saçlarımı,
içimde durur aşkın kini
kehribar sarısı ...