5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1501
Okunma

Hüzünleri yeşertip
Yağan yağmurlar
Adam boyu acılar
Kök salıyordu
Ayak diplerimizde
Göğsümüzün ağrıları
Belkide
Şafaktan kalkıp gelen
Kızıl renkli rüzgarın
Saçlarından tutan
Düşlerin
Akşama devinmesiydi
Uysal duaların
Fısıltılar içinde
Kıpırdarken dudakları
Yangınların
Yağmur ormanlarında
Ferahlaması için
Şiirler noktalanıyor
Bir yerlerde
Kışkırtıcı ve nefretle
Yaralı kuşlar
Ölüyor birer birer
Dağ başlarında
Göğsünde vurup
Kürüyüp yar başlarından
Atıyorsun
Ben’im diye yüreğini
Kalemin kurşun gibi
bin pare işliyor
damarlarımda dolanan
sen dem’ime mayalanıp
küstah
bağdaş kuruyor gözlerime
yapma
görmüyormusun sızılarımı
gönlümde serseri bir ateş
ne kora dönen
ne de küllenen
yanıyor ha yanıyor
ah çektikçe
her seferinde ölen
eti kemiğinden ayrılan
anason kokulu bir derbeder
vazgeç
peki
canın saolsun
ben yanarım
göçebe , kolay nefesler
arzu ateşi için at beni
körükle
yak da
dirilen güzde
ne umut ,
ne de
güller artık gülüyor
ne de bülbüller ötüyor
ömürkonuğu denilen bu bağlarda
vurun turnaları
bir avuç gökyüzünü karart
sal
nefret ve karanlığını
yıldızlara
delikızım
haziran ama bilmiyorum hangi gün
5.0
100% (4)