12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2675
Okunma

simsiyâh sayfada bembeyaz bir yazıyla;
’havalar o kadar bozdu ki çok üşüyorum
her zaman her yerde ülkümle örtüşüyorum
ben senin yusufun olmuşum aşkla bilece
her yazıtta seni okuyorum hece hece
ey yiğit yüreğimin en mukâddes cevşeni
yılanlı kuyulardan artık çek çıkar beni!’......B. Karakoç
...vâveyla gülizâr!
duy ki şehr-i şeydânın sakladığı emanet
ve gönderilmişlerin göz kamaştıran şevki
iflâhımın kaynağı nurun değilse şâyet
yazdığım her şiire mısra mısra yağan kim
kimdendir necâtımın toprağı sarsan zevki
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
kuşluk vaktinde gelir en sâhih en makbûl düş
bana gelen hep sensin sabahın kanadında
bilsen ki bu düşünüş bu doğuş bu görünüş
gökkuşağı tarayan aşk harmanı bir resim
gülüşün ki rengârenk umut saklar yarında
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
kalemim nâif şimdi sükût demi anafor
bulandığım tufanlar ardı sıra hûş sesli
cemâlinden alnıma süzülürken o akkor
kutsanmış mâbedinde kıyâma durur iklim
coğrafyalar doğrulur çağlaşır hisli hisli
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
gür başaklar diriltir gün çatlatan bu mahâl
öğle lafzına inat yanağım güz durusu
yaprağına tutunur suyu çekilmiş her dal
dirilmişsin sinemde kalmam ki artık yetim
siner de sayfa sayfa tüter üç gül kurusu
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
börtü-böcek uyanır gözleri kırpık kırpık
tavafında merhamet çayır çimen güncesi
yakama yapışanlar hüzün değildir artık
en çocuksu haliyle sefâhat vakte hâkim
yüreğim avucunda nevbahar eğlencesi
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
ikindi haytalığı kuşanır dört bir taraf
göz hâkkı devr-i cihân endâmı sere serpe
od sarınmış buz gibi bakınır tuhaf tuhaf
beynime mıhladığın yerden semâya çekim
ayağımda zerredir çiy dudağımda körpe
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
dökülür perçemin de temâşaya doyulmaz
tomur tomur saadet alnının o ziyneti
şaha kalksa aniden deli dolu bir poyraz
şûledarım şefkâtin kelâmın akl-ı selim
dizlerimden bağırır kasavetin hicreti
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
akşam karanlığını aydınlatır her muhip
sensin kandilim benim gecemin iftihârı
koçak dilli gönlüme billûr şamdanlar serip
yine sensin başımı bağrına basan erim
susuşum suskunluğum imanımın ikrârı
vâveyla ey gülizâr böyle dingin değildim
yirmidokuzaralıkibinsekiz-tarsus
hakan ilhan kurt