9
Yorum
0
Beğeni
4,2
Puan
1894
Okunma

Uzlet simalı bir akşama sığıntılı
Ortalık perisiymiş gibiydi kelimesi
Mücbir bir duayla eline aldığı kalbine
Söyletirken kendisini
Sarmaş dolaş kavgasına dönerek
Firuzeli bir değişmezlikti kararı
Aksi vurana değin gölgesine
Manidar adımlarla ayaklandığında
İsyan mertebeli kelimelerle konuşsun diye
Dilini azat etti
Mislini korumak adına
Aşkın her anına kastederek
Aklını çevirdi durdu
Bu anlatılanların garından kalkan
Bir tren katarına eklediği
Hüzünleri sayıkladı
Bir uzun zaman
Her öncü söz boğazına durdu
Dudaklarını kanatarak çıktı meydana
Sonrası bir incelikli fısıltıydı
Ardı sıra gelenlerle başlayan
Ayrılık koyulaştıkça damarlarında
Kanı üşümüş gece başlangıcıydı
Siyah maviliğini dökerek üzerine
Ne çok yıldızları aratmıştı içinde
Şiir kibrini kuşanarak
Aynalı bir uyanışla geldiğinde korkusu
Dibine indi yalnızlığın
Yakardığı tanrısallıkların gövdesine girerek
Her silkinişte döktü cürümlerini
Şiir bin maskeli bir şarkıysa
Ne gereği vardı gerçeğin nabzında durmaya
Ne gereği vardı bir türkülü hamleden sonra
Nefret urganlarıyla bağlanmış sessizliklere
Bir bahar çiçeğini giyinmiş kuşanmışken
Ne gereği vardı aşkın harlı ateşlerini
Gönülsüz mahyalar gibi yakmaya
İşbu kaderli arzuhali
Söyletmelik kıvamında getirdim
Hükmü ağıt bilinene kadar ağlasam
Yahut gülkurusu fesleğen kokarak
Gözlerimi bırakıp gitsem gözlerinize
Kederimin kadrinden el verip çıkarır mısınız beni
Şiir insanlığıma…
5.0
60% (3)
4.0
20% (1)
2.0
20% (1)