6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1057
Okunma
"Nerede bu kırlangıçlar,
yoksa daha gelmedilermi?
Kocakarı soğukları bitmedi,
Cemreler daha düşmedimi?
Ayak izleri, pıtır çamurları yok...
Nerede özlediğimiz cıvıltılı sesleri,
Korkutmayın... korkutmayın beni,
Yoksa, bize küstüler mi,
Vefalı kırlangıçlarımız gelmedilermi? "
Ah nineciğim, dedim.
Sen kaçıncı kuşak kırlangıçları sorarasın:
Her yıl, sonraki yıldada geldiler
Hem de daha kalabalık, maile,
Nisan başlarında, bildiğin dam evimize,
Aileden birileriymiş gibi samimi, alışık,
Bak,çalı direkli tavanımızda,
Özenle yaptıkları çamurdan, onlarca yuvaları.
Kemal Polat
Bu şiirin hikayesi:
Ninem kırlangıçları çok sever, onları için ’evimizin bereketi.’ derdi.
Nisan, mayıs aylarında gruplar halinde gelip evimizin tavanına yerleşir,
bozulan, yıpranan, yuvalarını yeniler, sonbahara kadar yavrularını büyütüp
havaların soğumasıylada tekarar göçüp giderlerdi.
Doksan yaşını geçmiş ninemin öldüğü yıldı. Hastaydı ve hep yatıyordu.
Ufak tefek, iki büklüm olmuş ninem daha da küçülmüştü. Çok dirayetli, çok nüfuzlu ve yalnız ailesinin değil, tüm köy halkının da üzerinde büyük etkisi olan
saygın bir kadındı, ninem. Artık son demlerini yaşıyor olmalıydı’ki, üzerinde
bir oyana, bir bu yana fırr.. diye uçuşan kırlangıçları bile hissetmiyordu.
Gelen giden herkese, özellikle de bana ’Bu kırlangıçlar gelmedimi? hava
niçin bukadar soğuk, cemreler hala düşmedimi? ’ diye, hep sorar dururdu.
Bu şiir’imi de, mekanı cennet olsun; kendisi minicik, ama yaşamı ve yüreği
devasa büyüklükte olan unutamadığım ninem için yazdım.
Kemal Polat
5.0
100% (2)