3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1871
Okunma
gözlerinin güvertesinden bakıyorum dünyaya
hatırladığım!
uzun, ince burnuyla yırtılan ufuk
ve çingene kırmızısı ! güneşe nispet
hala / iddia ediyorum ki..! hala
daha sevecen, daha bir kan rengi
ve daha yakıcı !
eğri, uzun kirpikleriyle ağlayan yağmur!
uzak ülkelerden gelen !
yasemin kokulu bulutlarla sırdaş
saçları, benimkilerden siyah ve ıslak dudakları
bir kadın gibi kıvrılan denizin
göğüslerine dokunarak
öperek üryan haliyle çizgi ardını!
gök patlıyor!
bense hala gözlerindeyim
limanından kalkışım
retinanın ay ışığına kandığı andı!
dalgaların sinesinden yansıyan ışık
üşümüş, sisli, deniz feneri
ihtiyar balıkçının sofrasına bıraktığım bahşişti!
öyle bir vurgunun artığıydım ki ! sorma
süngülenmiş kalaycı körüğünde har’a değmişti ellerin
bense hala gözlerindeydim
meşakkatli bir hayatın törpüsünde kanıyor dudakların
buğulu camlarda bekleyişlerinin parmak izleri
pencerende suyu soğutan testideki damlalar
nazlı nazlı süzülürken yanaklarından
üşümüşlüğün titrekliğini dışa vuran parmaklar
kazağın iliklerinde dolaşırken!
kristal mevsime renk veren teninde açan bir çift kardelen
ayaza mor küfürler savurup, diş ağrısı gibi sancıyan bele
eski bir kanepe deva olamazken, çöküyor dizlerin
ve ben hala gözlerindeyim
asma yapraklarının mevsimi
bir sabah ansızın çekip gitmiştir!
ayçiçeklerinde kalan ağustos umutları
sarının kahverengi bir mevsime dönüştüğü
yaprakların iskelete çevirdiği dallarda
yeni doğuşlara çiftleşirken
firar zamanını beklerken kovanlarda arılar
alnına yazdığım yedi satırlık mektup yanıyor!
bense hala gözlerindeyim
avuçlarımda etin
avuçlarında yüreğim, bir dirhem çarpıntı
ıskalanmış hedef gibiyim
ve hala arpacık hizası gözlerindeyim
odalar dostun değildir
duvarlar sırtından vurur bekleyişleri
sigarana verdiğin sır küle döner / çöplüktür yeri!
apansız çalan kapı zili, hep güldürmez yüzünü
ve postacılar taşır en acı haberi / kopar telefon telleri
trenler gelip geçer kapından, ardında uzun ray demirleri
acı bir çığlık bozar gecenin bakirliğini, odan cehennem yeri
tırnaklarında biriken hınç, baldırında esmer izler bırakır
dişlerin gıcırtısıyla köhne kapılara açılır nefesin
söner ışıklar, şehir bir muammanın göbeğinde uykuya dalar
bense hala gözlerindeyim
görüyorum!
sarışın, oldukça çirkin ve çilli
bana benzemiyor mavi gözleri
hayli can sıkıcı, şişman, yağlı cüssesiyle
bir adam görüyorum! gözlerinin güvertesinde!
elleri, avuçlarında bıraktığım heyecanı okşuyor
ukala bir gülüşün dudaklarına kastetmiş arzusu
bol salyalı, berbat kokan şarap fıçısı ağzıyla köpürüyor
teninde bıraktığım can ! can çekişiyor
ve ben hala gözlerindeyim
bedenin başkasıyla / ruhun kendiyle hesaplaşırken
en mahrem yerlerindeki kalmışlığımla
ihtirasın kendini / sevgim seni sınıyor
düşeceğim şehvetinin kasıklarından !
kahretsin ki hala gözlerindeyim