5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2561
Okunma

Sen, gözyaşı dökmenin zevkini ne bilirsin
hep o eski anıların özlemine çarpıp duruyorsun
ve dayanılmaz bir sona yaklaşıyorsun
içindeki hüzünler, kuytulara dönerken
bir alev gibi, büyüyor çaresizliğin.
Oysa, nice sevdalar başlamıştı burada
hatırlamaya çalış, altında oturduğumuz mimoza’yı
tenine kokusunu veren menekşeleri
öylesine sıcaktın ki, ellerim ellerine değince
bir seher yıldızı gibi süslenirdin şafağa
bilmem ki seni nasıl okumalı, nasıl yazmalı
İnce giyisilerle güneş denize iniyor
günbatımının kızılboynunda akşamın
gurbetine sürgün, hüzzam bir şarkı demliyor aşk
hadi gel, yakınlaş varlığınla, inandır beni gerçekten
yoruldum bu limanlarda, seni beklemekten...
Nuri Dağdelen
Özdere-İzmir