yaşıyoruz işte

bildik haller be canım
bu günün dünden farkı mı var
iki lokma yemek
üç yudum su
maişet belâsı
koştur
koşabildiğin kadar

güne ışıl ışıl mı uyanırsın
borcun harcın
alacağın vereceğin
sevda derdin
dırdırın vırvırın bitmiş midir

evet deme
yalandır inanmam

umut dunyası de anlarım
belkiler
dağlar kadar

...

selâm mı gelir uzaklardan
elin yüreğinde
yüreğin kuş misali pır pır
açtığın kapılardan yar mı girer fakirhâneye
bir kumru yuva mı yapar balkona
fesleğen saksında hüdâ-i nâbit
dört yapraklı yonca mı bulursun

evet deme
yalandır inanmam

ben böyle şansın....de anlarım
beklemek
ömür kadar

...

didikle kopardığın takvim yaprağını
kalemin ucunu dişle
yazdığın kağıdı buruştur at
sabah yaptığın hesabı
akşam bir kez daha sağla
çıkar mısın işin içinden

evet deme
yalandır inanmam

hata var de anlarım
hatalar
günahlar kadar

...

çay bardağını fırlat duvara
sandalyeye bir tekme at
aç camları avaz avaz bağır
manşet manşet
sütun sütun tara gazeteleri
siyasete söv
bak bakalım ne zamlar var

asayiş berkemal deme
yalandır inanmam

nasıl gidiştir de anlarım
ben olsaydım...demek ucuz
yalan kadar

...

yuvarlanıp gidiyoruz işte
bildik haller be canım

bu günün dünden farkı mı var
iki lokma yemek
üç yudum su
maişet belâsı
koştur
koşabildiğin kadar...

ceyda görk_________30 eylül 2008