7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2095
Okunma

Bırakın gideyim buralardan
başka acılar görmeden
saplanmadan son hançeri yüreğime ihanetin
çalmadan kapımı ecel
bırakın yurduma döneyim
varıp orada öleyim...
Bırakın gideyim buralardan
yel vurmadan kırık dallarıma
savrulmadan sonbaharda yapraklar
çiçekler açarken kırlarda
bırakın sılama döneyim
varıp anamı göreyim...
”Ağlarsa Anam ağlar
Gayrısı yalan ağlar…”
İstemem,
ne bulutlar koşsun hüznüme
ne rüzgar essin feryadıma
ömrüm ki, tükenmiş bir koşu
çıkamam artık yokuşu
alın götürün beni buralardan
alın götürün allah aşkına...
başka bir şey dilemem...
Bırakın sılama döneyim
düşlerime vurmadan ayaz
kar yağmadan dağlara
kapanmadan yollar
bırakın sılama döneyim
varıp evimde öleyim...
Ben bir gurbetçiyim
çoluğunu çocuğunu ev damında bırakıp
ekmek parası için yaban ellere düşen
şimdi acılar vurdu beni
dönmeze vurdu yollarım
dostlar tanımaz beni artık
bırakın sılama döneyim
varıp evimde öleyim...
dağların buz kestiği mevsimdeyim artık
kederdeyim
zor günlerdeyim
ateşlere düştü yüreğim.
bırakın halimce eriyeyim...
bütün hatırlarımı gözyaşımla sileyim
Gurbet kimine acı, kimine para verdi
bana siyahlar giyindirdi
yorgunum hemşerim
çok yorgun
yıldızlara bağışlayıp bu ömrü
bırakın uzanıp düşeyim kara toprağa
iki mezar taşı arasında uyuyup dinlensin başım…
Nuri CAN
2009 da radbaut Nijmegen hasthanesinde ziyaret ettiğim
ölümcül bir hastanın son arzusuydu,
ne yazıkki sılasına varmaya ömrü yetmedi…