5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1828
Okunma

daha dün doğmuş gibisin gözümde
çünkü ilk dün gece gördüm seni
elinde şarap şişesi
titrek parmaklarında bir izmarit yanarken
avuçlarında toz pembe patikler sıkılıydı...
ilklerde bir dilenci sandım seni
yaklaştıkça farkettim o güçlü bedenini
efkar nasılda yaşlandırmıştı seni...
ve ışık yüzüne vurmaya başladıkça tanıdım
yüzündeki her bir derin çizgi anımsatıyordu bana
tanıdıklardan birinindi bu yüz..
kuytu köşe bi yere oturmuşsun
öylece sessiz sessiz boğuşuyordun çığlıklarınla
korkutuyordun beni yaklaşamıyordum
ama tanıyordum sanki seni
evet
işte sabah!!!
gene aynı yere koştum merakla
dün gece sormadığım
sormaya çekindiğim bir sorunun
vicdanımı rahatlatacak cevaplarını almak için
koştum sana
soramadım şimdi her yer aydınlık
gün ayaz...
ve etraf kalabalık..
korkacak bişiy yoktu artık..
ama yaklaşamadım sana...
gazetelerin altından bir tek elin kalmış dışarda bembeyaz
üşümüşsün sanki
e geeceeler soğuk olur bizim buralarda
avucundaki patikler geldi aklıma ve baktım dikkatlice
vicdanım rahat değil hadi kalk..
ve artık hiç bir zamanda rahatlayamayacağını öğrendim
kanlıydı patikler..
öğrendim ki bu düngece ki karanlığa gömülmek istemişsin
ve artık sen hep karanlıksın...
anlatanlardan öğrendim..
eski bir tanıdık çıktın, eski bir dost
gözleri ıslaktı hala diyorlar
keşke diyorum şimdi sadece keşkee...
neden o gece tüm korkularımdan sıyrılıpta sormadım sanki...
hadi..
hadi kalkta...
bana kendinden bahset!
eski dostlarımız olmasın hiç bi zaman
daha doğrusu bu günkü dostlarımızı eskiciye satmayalım...