1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3127
Okunma
İstanbul çamura bulanmış altın şehir
Sarp yokuşlarında tarihin şanlı hüznü
Biraz yorgun, biraz durgun
Bir yanı hayatla cebelleşirken
Bir yanı hayatı göbeğinden keser
İstanbul’dur bu, kaldırımda aç yatarken bir zamanın gençleri
Zamane gençlerinin halinden utanır, gözleri biraz ıslak biraz nemli ,
Onlar ki, bir zamanın gençleri….
Kimine ağyar kimine gam kimine çığlık çığlık bu devran
Arka sokalarda pembe pembe başlayan
Sevdayı kara köye taşıyan bu devran
İstanbul neresinden baksam orasında bir kör oğlu kör
Anlamaz bozgun yemiş ömürlerin dilini
Anlamaz
Anasının derdini
Soluğu yetmez konuşsa baba zaten ram kalmıştır kurtuluş çukuruna
Evlat gömse ne fayda baba görmüştür oğul düşmüştür uçkura
Deli isen ne gam..
İstanbul pas tutmuş ciğerlerinden hüzün soluyan şehir
Anlamı artık eski fotoğraflarda
Ve bir zamanlar diye kurulan cümlenin içinde anılan yaşlı şehir
Yorgun asırların gizemli bekçisi.
Yetmedi insanlara Ayasofya kız kulesi
Fatih hanın fatih camisi
Ve ölümleri hiçbir vedaya sığmayan şehitler sebili
Surlarında can verirken ensari
Şimdi adam sanılan arsızlar giyer oldu entari.
Şimdi
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı
Ey be Orhan veli
Açıp ta gözümü gezemiyorum
Ar kaybetmiş zarını, korkar oldum kaybetmekten ar’ımı
İstanbul’u geziyorum gözlerim kapalı
İstanbul’u in’liyorum
İstanbul’u inliyorum
Ve İstanbul’u dinliyorum
ALİ KIRDUDU
04/31/2009 SALI
SAAT 06;21