15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1625
Okunma

mevsim yaz
toprak kıraç mı kıraç
yol kenarındayım
durdum bekliyorum
susuz
aç bi-ilâç
yanıbaşımda
yapayalnız
unutulmuş bir kavruk ağaç
toza belenmiş dalları
kendi gölgeye muhtaç
dibinde
bir tutam bir kara çalı zaman
hasret canımda burgaç
adresi yok güzergâhımın
köşeleri sıyrık meşin bavulum
uzanmış ayaklarımın dibine
vazgeçmiş uydurma nizamlardan
inadına
karmakarışık tıklım tıkış
ona göre hava hoş
yönsüz kararsız
yarım kalan benim
ve benim boynumda ateşten kıskaç
sarı sıcak toz bulutları havalanıp
tekrar konuyor saçlarıma
yüzümdeki tuzlu izler gibi
erimiş asfaltta kaynamış lastik izleri
nereye gitsem peşimdeler
baştan kayıp bu saklambaç
başımı kaldırıyorum
karşıda otsuz bir yamaç
boynunda çıngırakları
şaşkın beş on keçi iki oğlak
ve onlara söverek budaklı değneğini sallayan
yeni yetme bir sığırtmaç
sarı elâ gözlerinde genç umutlar
kurşuni bir yılan gibi uzayıp gözden yiten yollar
varmak istediği bir büyük şehir
okullar arabalar
ah...hayat
sonsuz bir satranç
ben halâ durduğum yerde durup
gitmekle kalmak arasındaki sonsuz mesafede
partal bir pabuç gibi sefil
toz yutup toz soluyarak
olta artığı bir sazan gibi debeleniyorum
tüm sermayem
miadını doldurmuş hasta bir solungaç
yanıbaşımda
yapyalnız
unutulmuş bir kavruk ağaç
toza belenmiş dalları
kendi gölgeye muhtaç
dibinde
bir tutam bir kara çalı zaman
hasret canımda burgaç...
CEYDA GÖRK
25ağustos2008..........23.09