Yaşarken her an ölünüyorsa
Ağlanacak iken gülünüyorsa
Yarına dair umutlar bölünüyorsa
Saf ve dürüst insanlar hor ve hakir görülüyorsa
Söylemeye hacet var mı halim ahvalim

Aslanların otağına tilkiler oturmuşsa
İnsan denen mahluk kudurmuşsa
Meclisleri kemale ermeyenler doldurmuşsa
Bülbüller yerine gönül ağacına baykuşlar kondurulmuşsa
Söylemeye hacet var mı halim ahvalim

Bilim yuvalarında film yapılıyorsa
Allahtan başkasına Allah diye tapılıyorsa
Rahmani yollar varken şeytani yollara sapılıyorsa
Bile bile cehennemde yer kapılıyorsa
Söylemeye hacet var mı halim ahvalim

Menfaati için bukalemun misali renk değiştiriliyorsa
Tencerelerde helal yerine haram pişiriliyorsa
Yazın temmuzunda yağmur çiseliyorsa
Günahlar ziyadeleştikçe insan coşuyorsa
Söylemeye hacet var mı halim ahvalim

Şeref ve haysiyet devre dışı kalmışsa
Ortalık ne olduğu belli olmayanlarla dolmuşsa
Goncalar daha açılmadan solmuşsa
En şatır güvercinler bile yuvasını terk etmişse
Söylemeye hacet var mı halim ahvalim

Sevgilerin ve saygıların içi boşalmışsa
Namuslu ve şerefliler zor durumda kalmışsa
İnsan içmeden sarhoş olmuşsa
Sevilen sevdiğini boşu boşuna yad ellere salmışsa
Söylemeye hacet var mı halim ve ahvalim

Uzun kış geceleri ihya edilmiyorsa
Allah rızası bir araya gelinmiyorsa
Gerçek sevdalar için dağlar delinmiyorsa
İnsan gibi insanların kadri kıymeti bilinmiyorsa
Söylemeye hacet var mı halim ahvalim
02/Şubat/2009