1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
957
Okunma
Beyaz sırlar döküldü, ıslanan gecelerden
Eyvahım gitti içte, ışıldayan köz kaldı
Şiirim sancılandı, inleyen hecelerden
Günahım gitti hemen, yanık yanık öz kaldı
Kuşandı aşk sofrası, dindi gönlün tafrası
Kurumadı yanağım, aktı altın damlası
Zamanıma çiy düştü, bitti kalbin safrası
Kor vahım gitti dilde, cevherlenen göz kaldı
Kemanların taksimi, sessizce bağa girdi
Kızıla dönen hisler, nur muradına erdi
Uzayan yollarıma, al güllerini serdi
Segahım gitti birden, çağladığım söz kaldı
Kırılan hülyalarla, kurulmadı mevsimler
Daima yıldız gibi, ağarmıştı cisimler
Yokuşları yıkınca, düze çıktı isimler
Sabahım gitti elden, bülbül yüklü güz kaldı