13
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2344
Okunma

Baharı getir bana tut elimden.
Yeryüzünde misin ey düşlediğim?
Hazan rüzgârlarıyla doldu hücrem,
Yaprağını dökmüş ulu çınarım..
Küsen yaprak gibi düşerken toprağa,
Sorgular, yeniden üretirim dünyayı.
İnceden sevinme sarar bedenimi.
Yasaklanan,
Tutsaklanan kokunu alıp,
Ciğerime salıveriyorum.
Yöneliyorum ala şafaklara,
Ateşliyorum sevdalı yüreğimi..
Hücreme özgürlüğüm doğunca,
Parmaklıklar arasından sızan havayı
Kapmaya çalşıyorum
Paslı bir kilit boşluğunda..
En güzel nehirlere akarken kalbim,
Herşeye inat zılgıtlar çalarak
Bağırıyorum.
Ey zaman,
İnsaf et artık ömrü boş geçenlere!
Acıman yok mu yaşarken ölenlere?
Ve düşlediğim yaşama
Yeniden haykırarak,
Tabular yıkılsın artık,diyorum..
Yeşersin höyük diplerinde kalmış sevdalar,
Henüz resmedilmemiş özgürlükler..
Umutlar mavi,
Düşler ülke tadında
Karabasan gibi çöksün
Ezilmenin ve zulümlerin verdiği
Köhnelenmiş zihniyetlerin üzerine..
Henüz kilit vurulmamış,
Konuşurken susturulmamış,
Diyarların nehirlerine aksın.
Aksında bu yaralı yüreğim uslansın artık..
Murat Yanç