5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1206
Okunma
İzmir sen bilirsin derdimi
sana döktüm zehrimi
sorular vardı allak bullak eden içimi
insanlar vardı bazen durduran beynimi
benden aldılar kalbimi
bilmiyorum geçmişimi
göremiyorum geleceğimi
yaşlarda silmedi gözerimdeki nefreti
İzmir Ege’nin incisi
kalbimin ise acıtan iğnesi
ne desem sessizce dinledi beni
bana hiç sesini yükseltmedi
gülsem izledi beni
ağlasam teselli etti
belki kalabalık içinde yalnızlığımı sevdi
belkide titreyen yüreğimi
terk etmekte zor artık bu şehri
konuşacağım derken tuttular dilimi
tam görecekken kör ettiler gözlerimi
söylemeden hiç nedenini
yaptırdılar istediklerini
kıramadım zincirleri
ele geçirdiler beynimi
çaldılar sözlerimi
ama benim kelimelerim hiç bitmedi
çünkü onlar sessiz çığlıklarımın sesiydi
belkide içimdeki fırtınanın tek temsilcisi
ağzı kapanmadıkça saçmalıyordu dili
bilmiyordu neler söylediğini
ya da neler söyleyemediğini
nedense söylediklerinden çok söyleyemedikleri ilgilendiriyodu beni
beynim yorulunca attım bu düşüncelerin hepsini
çamaşır makinesinde yıkanan kalbimdi
yıkansada vardı göze çarpan lekeleri
kırışıklıkları ütünün buharında düzeldi
özenle katladım yarı lekeli yüreğimi
şimdi kara kutuda kilitli
dinlenmeye aldım kendisini
onu yoran nefretimdi
kimse bunları duymadı,görmedi
görenlerde kapadı gözlerini
kulaklarını tıkadı kimisi
sebebi beni düşünmeleri değildi
belki derinden gelen vicdanın sesiydi
beni anlamak isteyen bu şarkıyı dinlemeli
ve bu sözlerin boşa yazılmadığını bilmeli