1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1208
Okunma

Suat TUTAK
04. 12. 2008
O toprak yollarda, o sabunlu sularında
Atlaya, zıplaya yürüdüğümüz yollarda
Yıllar yılı baharında, yazında, kışında
İnsanların daha güleç, sevimliydi Söke’m
Sevdaların sevda, daha bir başkaydın Söke’m
Büyüdükçe küçüldün, yaşanmaz oldun Söke’m.
Senden kazananlar bir ADA, DİDİM yarattı
Gidip başka başka kentlere yatırım yaptı
Seninle var olanlar, adını anmaz oldu
Gelip de gitmeyenler, beline kazma vurdu
Kocakelle Çeşmen yok oldu, Şarlak kurudu
Geleceğin mühürlendi, Kocaköyüm Söke’m.
Her yıl Nisan, Mayıs aylarında tüm insanlar
Lale Dağı’ na, Sevda Dağı’ na doluşurlar
Aşığı, sevdalısı o yolda buluşurlar
Ada yolu, hem Aydın yolunda toplaşırlar
Çay demlenir, top oynanır, şarkılar söylenir
Âşıklar, maşukun yolunu gözlerdi Söke’m.
Hıdrellez gününde çay boyuna dizilirler
Büyük, küçük tüm insanlar orada eğlenir
Boydan boya çay, taş evlerle şenlenir
Bin bir türlü derde, bin bir dilekler dilenir
Bir dünya tatlısı ömür sürülürdü Söke’m
Dertler, kederler o gün unutulurdu Söke’m.
Gül dalına bozuk para bağlanıp, asılır
Ev kapılarına türlü çiçekler bağlanır
Çilingir sofraları öbek öbek açılır
Aslan sütü, Atatürk mezesiyle içilir
Önce Cümbüş, sonra Keman ile Hicaz geçilir
Serden geçilir de, yardan geçilmezdi Söke’m.
Dolum dolum dolup taşardı sofrada aşlar
Mozaik tabloda yerini bulurdu taşlar
Ne göz kaş oynardı, hep önde eğikti başlar
Yarından korku yoktu, sevgi içindi yaşlar
Böyle bir Söke’ydi yıllar önce benim Söke’m
Şimdiyse, boynu bükük Kocaköy oldu Söke’m.
19. 06. 2005
Suat TUTAK