Kim bilir hangi aşka ağlıyorken gökyüzü Islanacak oluşu, yalnızca onun suçu… -
Sormayın sakın bana; hangi düşle uyanıp Yanacak oluşunu, bırakın o düşünsün. Gördüğü rüyaların hepsini gerçek sanıp Kanacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Kararmış geceleri, gizlediği günahla Çekip gittiği günü, simsiyah bir sabahla Ve kim bilir, aşkını; hangi suç, hangi “ah”la Anacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Kardelenler solarken avuçlarında bir gün İsmim yankılanırken kulaklarında her gün Sevdasını firarda, yaşadığını sürgün Sanacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Göç etmiş yıldızların sahipsiz muradına Terk edilmiş düşlerin lanetlenmiş adına Ağlayan bülbüllerin güllerin kanadına Konacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Üşüyen bedenini işgal ederken telaş Yorgun bakışlarından sızarken bir damla yaş Kollarında kavrulmuş bir aşkın yavaş yavaş Donacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Attığı her adıma siyahgüller dikerek Kirpiğinin ucundan sağanaklar dökerek Gecikmiş eyvahını, sevdama diz çökerek Sunacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
28.02.2009
Beylikdüzü
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Her dörtlüğü birbirinden güzel bir hece şiiriydi, kalem ustaysa hece şiirinin ne kadar güzel olabileceğinin göstergesi gibi... Tebrik ve saygılarımla ...
Girişteki ikinci dizedeki iki kelimenin ses benzerliğinden başlamak istiyorum. Aynı dizede kullanılan ( oluşu – suçu ) iki ses uyumu eserin henüz başında okuyucuyu kendine çekmeyi başarmak ile beraber, “ – “ işareti ile imgesel bir önsöz konumunu oluşturmaktadır. 7+7 hece kalıbının yine güzel bir şekilde şiire uygulanıp, okuru yormayan akıcı bir düzen ile sadeliğin ön planda görüldüğü üzere, başarılı bir çalışma ortaya çıkmıştır.
İlk kıtada bulunan yukarıda da belirttiğim gibi sadece tek kelimeyi ( yanacak – kanacak ) değiştirip aynı sesi taşıyan sözcük ile, dizenin kuvvetinin nasıl arttığı açıkça vurgulamaktadır. Burada şiirde oluşturulan sevgili karakterinin kendini nasıl avutacağını, bırakın o düşünsün betimlemesi ile sağlandığını görebiliriz. Konunun bütünlüğünü kaybetmeden, içeriğin dağılmaması okuru çelişkiye düşürmemekle birlikte, finale kadar aynı duygu yoğunluğunda sürüklemektedir. Kullanılan noktalama işaretlerinin yerinde oluşu okuma hızına bağlı olarak hiçbir aksaklık oluşturmamakta ve hatta nefes alış ve duraklamaların zamanında yapıldığında sesli şiir okunuluşu ne kadar etkilediği son derece açıktır. Hasretin ve sevginin bir telaş içerisinde hüznün eşliğini peşine takıp, yazarın düşüncelerini kaleme aldığının güzel bir örneğidir.
Birkaç kelimenin tekrarı olmasaydı diye kendimi sorgulamaktan alı koyamıyorum ( siyah, gül, düş), ayrıca üçüncü bölümde yazılan ( birgün ) kelimesinin ( bir gün ) şeklinde düzeltilmesini, yazım hatası olup olmadığını belirterek, bunu söylemeden geçmek istemiyorum.
Attığı her adıma siyah güller dikerek Kirpiğinin ucundan sağanaklar dökerek Gecikmiş eyvahını, sevdama diz çökerek Sunacak oluşunu, bırakın o düşünsün. .... Güzel bir şiir harika bir final. Tebrikler usta. saygılarımla.
Üşüyen bedenini işgal ederken telaş Yorgun bakışlarından sızarken bir damla yaş Kollarında kavrulmuş bir aşkın yavaş yavaş Donacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Attığı her adıma siyah güller dikerek Kirpiğinin ucundan sağanaklar dökerek Gecikmiş eyvahını, sevdama diz çökerek Sunacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Güzel dizelerinizi yürekten kutluyorum. Saygı ve selamlarımla.
Üşüyen bedenini işgal ederken telaş Yorgun bakışlarından sızarken bir damla yaş Kollarında kavrulmuş bir aşkın yavaş yavaş Donacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Attığı her adıma siyah güller dikerek Kirpiğinin ucundan sağanaklar dökerek Gecikmiş eyvahını, sevdama diz çökerek Sunacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
- Kim bilir hangi aşka ağlıyorken gökyüzü Islanacak oluşu, yalnızca onun suçu… -
Sormayın sakın bana; hangi düşle uyanıp Yanacak oluşunu, bırakın o düşünsün. Gördüğü rüyaların hepsini gerçek sanıp Kanacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Kararmış geceleri, gizlediği günahla Çekip gittiği günü, simsiyah bir sabahla Ve kim bilir, aşkını; hangi suç, hangi “ah”la Anacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Kardelenler solarsa avuçlarında birgün İsmim yankılanırsa kulaklarında her gün Sevdasını firarda, yaşadığını sürgün Sanacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Göç etmiş yıldızların sahipsiz muradına Terk edilmiş düşlerin lanetlenmiş adına Ağlayan bülbüllerin güllerin kanadına Konacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Üşüyen bedenini işgal ederken telaş Yorgun bakışlarından sızarken bir damla yaş Kollarında kavrulmuş bir aşkın yavaş yavaş Donacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Attığı her adıma siyah güller dikerek Kirpiğinin ucundan sağanaklar dökerek Gecikmiş eyvahını, sevdama diz çökerek Sunacak oluşunu, bırakın o düşünsün.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.