2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1041
Okunma

İnceden bir saz gibi çaldı akşam
geri dönmesi mümkünsüz hatıraları…
oysa biz korkunun celladıydık
gururun fahiş fiyata alıcısız
pazarlarını kiraladık günün çetrefilinde
yazdık papirüs dokusuna kuşları
masallı ülkesinde çağın
Rapunzel adına uzadı saçlarımız
kötü kurtlar öldürdük kayalıklar boyu
cadılarını kaynattık kazanlarda
elmalı, küçük ormanların
masal lüksünde asal çarpanlarıyla
sonuçladık kendimizi…
akşam sonradan oldu
gün tadına ulaşılmamış bir
pamuk helva kıvamıyken
kırlangıç sürüleri volta attı içimizde
biz kırlangıçlara votka…
sarhoş olmadan
aşık olmadan
berduş olmadan
inceden bir saz gibi
kaçak nağmelerle
üstelik kelepçeliyken
bam telleri doğradı
keskin bir kanlı bıçak ağzında
bekleyen çocukluğumuzu!
tam orada uyandık Leyla
inceden bir saz gibi çaldı akşam
ben Mecnunum, siyaha karıştım sorma
göçebe şiirlerin yerleşik imgelerine
attıkça kalemimi bir perçem gibi
şairler hükümsüz, şiirler hükümlü kaldı
o cinaslı akşam gölgelerinde
geri dönmesi mümkünsüz hatıraları
öldüremedi hiç kimse!
Nevzat KONŞER
Kasım 08