2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1339
Okunma
yüreğim küçük bir istasyondu
uzaktan baktığın bir istasyon
bilinmez söz kasırgaları oyalıyordu seni
istasyon ise boş ve soğuktu...
tüm sokaklar geceye teslim oluyordu
istasyonun yanıbaşında
gitme dediysem de
gittin o karmaşada...
sessiz gözlerinde son bir yolcu vardı
hayatın tüm ciddiyetine rest çekmişti
sıcak yağmurların
istasyonda ayrılanların uzak şarkıları mırıldanıyordu...
kökleri hüzne yenik dağ gülleri vardı,bilirsin
ve gözlerde buğulu bir sürgün
sesin ve gözün bittiği yerden kaçar insan
her istasyonda sonsuz şarkılar söyleyemezsin...
kıyılarda fırtına yer masallar
istasyonlarda son yolcudur boş bekleyişler
yüreği inciten
hep hesapsız kitapsız yarım bırakılanlar;
yüreğim küçük bir istasyondu
bir bağbozumu fırtınası eser
bakışların içinde somun ekmeği kokusu yutkunan
yağmur yemiş bir çocuk sendeler.
hecenin üstünde duran bir asi duygu gibi
çırpınarak aşık olmak var
bilmem nasıl söylemeli bu istasyonun kederini
mahşere kadar...
ben istasyonum sen yolcu
kırık bir tutku dayamış sırtını gece lambalarıma
ne ilkiz ne de sonuncu
bir gölge daha düşürdük yarınlara...
Zeki Nurçin