1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
899
Okunma
Ya, Dostum!
Yıl 73 . Akademi’nin kamburu yuvar, oluklu teneke barakalı geçici Kantini.
Zar, Pul ve İnsan sesleri. Küfür, Kavga-kıyamet.
5 ayı geçen kısa dostluğun bitimine az kala.
Sana son Mars’ım.
Çay, Kave, sigara.
13 dakikalık oyun, 5 aylık dostluk zevki.
Koltuk altıma sokup, mektebine gönderdiğin
"Ceviz Tavlanın Gururu".
Son Mars’ımmış meğer.
"- Sıkıldım Hava alayım.
Gideyim Kule Dibi’ne.
Bekleme. Eyvallah !"
Dediğin, dediğin de.
Beklediğim...
7. Haziranda geldi haberin.
Gazeteler küpür-küpür kapkara.
Okyonusun dibine dek derin,
5 aylık dostluk günlerim.
"- Dü Şeş! Gitti oyunun yarısı. Acemininde böyle ballısı."
"- Penc ü Se! Mukalemun’musun, dostum. Renk değiştirme. Ver kararını, oyna"
"- Dü Beş! Kırarsan, kırarım valla. Veresiye mi bu. Geri alma!"
"- Cihari Dü! Hey bre. Yavudi Kapısı."
"- Hep Yek! Salla. Açık! Geri alma!"
"- Altı Dört! Haydi oradan, Sübyan. Oynamam ben.
Sayarsan. Kırarım o parmakları. pulları gibi."
"- Şeş Beş ! Oha! Ya acemi oynar böyle, şansına. Ya ben, Usta."
"- Hep Yek! Bilek bu bilek.Al sana iki Direk. Bir kapı daha!""
"- Sebayi Dü! Tekrar salla, açık. Çarkına şey ettiğim ş’lu Şek!"
"- Küfür etme!
"- Se Yek! Çarşaf getir usta. Yine savurdu Şaşkın Tavuk, zarları acemi kelek!"
"- Ağzını bozma!!"
"- Kelek dedim, Hıyarın Yavrusu. Dama değil bu. Tavla. Salla!"
"- Baban’damı?"
"- Karıştırma Adamı. Kapılar kapalı. Ver Zarları"
Cenazene gidemedim.
Galata Kulesi şahidimdir;
Ağladım sessiz-sesiz Köprü Altı’nda.
Yüzme bilmesem, öleydim iyi, Haliçin pis sularında.
Gözyaşlarımda boğulacağıma.
Elveda!