14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2962
Okunma

Nelida’ya Mektuplar
uykular gelirdi gözlerine
ve giderdin başka dünyalara
çarşafın beyazında aklaşırdı sevgiler
içi boşaltılmış pamuk yastıktı yüreğin
mutluluğa uyanamadığın
ve yerine bıraktığı
buruşuk vedalarda
kağıttan kadınlar solar
kendine söz olan
mektuplar yazardı.
düşlemek ne güzel yazlı yolları
uyku hali bu
ne çıkarsa hayra yoranı olmalı…
sen zamanın rüyasındasın Nelida!
gözlerin ve yüreğin ayrı yerlerde
dudağından silinen adı anımsıyorum da
saçlarından kısaydı aşk
yollardan uzun
kristalleşince gözlerinde damlalar
üşüyünce yüreğin ayazda
sokaklar ıssızlaşır
caddeler yanardı.
ya sabahlar kadar beyaz
ya da kavruk başak tarlasıydı tenin
inceydi ruhun
alıngandı bakışların
ve pelür kâğıttı düşler
hayalleri benzer
yolları ayrılır sadece kaderlerin.
tavında topraktın bereketli
göğüslerindi sulayan kuraklığı
bin bir çeşit dağ çiçeği açardı yanakların
anaçlığındır senin bahar
doğurgan ve edalı.
kâğıttan kadınlar buruşunca
çiçekleri de küser evlerin
taşlık yollarda kalır neşeli sesler
lambaları yanmaz odaların
kapanır perdeler
bağ bozumudur kadın giderse
şarap kokusudur burukluk
zamanın sarhoşluğudur yalnızlık.
ıslanınca gözlerin aşk ertesidir yağmur
fırtınası susmuştur yerle göğün artık
nefes alan yerin direğidir sızlayan
ruhunda alaca bir karanlıktır yarın
Nelida!
bu uykular sebepsiz değil
içine çeken kör bir kuyudur hayal
sen kırışırken
anılar yerine çoktaan kurulmuşlar
hayıflanmak;
yüzü ütü tutmaz
penceresi kırık cam
sisle örtülü bir şehirdir
gözleri tavana bakan…