7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
859
Okunma
Umuduydu;
Küllerin içinde parlayan kara ışık
Bir gecelik sıcaklık,
Veya üç beş kuruş harçlık.
İliklere işliyordu soğuk,
Griye bulandı hayalleri gibi
Anacığının ördüğü karlık.
Büyümüştü onyedisinde,
Kömür karası gözlerine, düşmüştü ağırlık
Sanırdın yaşı otuzbeş ya da kırk
Omuzlarında yükünden daha ağır sorumluluk
Üşüyordu ;
Evde bacı gardaş, çoluk çocuk.
Güneş bile kaçıyordu,
Isıtamadığı küllü tepeden
Yola koyuldu,
Çektiği arabanın tekerleği kırık.
Bomboş sokaklarda yalpalayarak yürüyordu,
Yol uzun... yol kıvrık....
Hedefi;
Bir yudum uygarlık.
Oysa;
Bembeyaz yağan karın sardığı ülkede
Dağılmıştı eşe, dosta, yandaşa kışlık
Kara bir lekeydi çektiği
Bu muydu?
Ampullü, fenerli aydınlık!
Okumak istiyordu,
Yoklukla küllendi ufkundaki ışık.
Uyuştu yorgun bedeni,
Yüreği buruk,
Ayaklarında dondu ıslaklık
Tıkandı boğazına hıçkırık boğuk.... boğuk...
Kırgındı kardan adama;
Kömürcü Çocuk.
Nurhayat Nalçacı