Yıllar başını alıp gidiyor

An ve zaman düşünenler için neler hikâye ediyor

Kalbim hala darlık ikliminde ve kuraklığın serzenişleriyle ritme diyor



Vehimler sineme yerleşiyor

Zanlar hiç dirlik vermiyor, mütemadiyen eritiyor

Kör kuyulardan, umutsuz nidalardan, serkeşliğin kalan sağanağından



Hissederek filizlenmek

Hilkatin mücerretliğinde, kalbi hazla nefeslenmek

Ruhun odalarında ve öteler adına her ne varsa korkuyu uzaklaştırmak



Aşkın serencamında

Şayet yaşanılacak her ne hicran varsa karşımda

Anlamak, hakikat için aşılması gereken zorlukların yumağında adımsa



Kalan nefeslerimle

Fakirliğimle mücehhezleşen ömür sermayemle

Her ne kelam etsem de, sürçülisanım dostlarımızın kabulü kanaatiyle



Muhabbet tavında vefayı

Adamlık solumalarında hasret kalınan sevdayı

Sadakatte ihsanı, amelde ihlâsı, samimiyette hasredilen elim imtihanı



Unutmak ve dalgın yaşamak

Yılgınlığın hurdalığına terk edileni bulamamak

Yaratılış gayesinden uzaklaşarak, kul olabilmeyi hor görerek konuşmak



Sahnelenen oyunlardan

Açılan perdelerin kuliste ihmal edilen harcından

Âdemi hakikat cenahından ve sekülerliğe avdet edilen yüz karalığından



Paganlaşan zihniyetlerin

Çileleriyle zulmü demleyen her türlü tağuti güçlerin

Öksüzleşen nesillerin, sokak aralarında körüklenen insan kepazeliğinin



Takiyyelerle siyaset yapan sülüklerin

Önder kimliğinden yoksunlaşan ezberci liderlerin

Odaları işgal eden renkli ekranların ihatasında kalarak yaşamayı anmak





Mustafa CİLASUN