4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1140
Okunma
NASIL DOĞMUŞ OLABİLECEĞİME ÖRNEKTİR
o zaman yokmuş daha tanrıların hikayesi
tanımadıklarınıza üzülmeyin felsefesi yokmuş daha
vurulmamıştı aşkın ilki herhangi bir kalpte
söylenmemişti en acıklı türkü daha
göçebe olan hayallerimize değmemişti ilk balta
rüzgar naz etmiyordu esmek için
duymuyorduk çocukluğumuzun söbe olan sesini
talan edilmiş benliğimiz
ve nişangah tahtasında vurulan gözlerimizin feri
yokken daha
bir polendim belki de şen olduğumuz mevsim ilkbaharda
daha karışmamıştı gelenlerle gidenler
hükümsüzdü kaybettiğimiz yıllar
hüzün yaslanmamıştı bir dağ parçasına
görülmüyorken diyarımızın renkleri daha
kışın adı kış
baharın adı bahar değilken
bir damla kandım belki de vurulmuş turna kalbinde
coşkulu ırmaklarda yüzen umutlar
gizemin ve yıldızların uçurumunda
kızıl gözleri yükselirken
keşfedilmeye aday sırlarla
titremiyorken tedirgin yürekler yakamozlar misali
ve nasıl elde edilir bilinmiyorken maviden kırmızı
bir damla yağmurdum belki de gökyüzünden süzülen