Nikahım düşsün geceden
Yabanıl günler sığınsın özlerime.
Diri yanlarım çoğalsın
Meltem savursun sedir ağacından tenimi.
Ölü yanlarımda,
Küllerimden içilsin antlar
Tapıncı törenlerle kutsansın aşk...


Ahh Merhamet!
İç çekme öyle tatlı tatlı
Yok huzurlu bir mezar
Çilekeş bedenimi bırakacak...

Salyalı köpekler dolaşıyor
Tüm asude topraklar üzerinde.
Nazıl ezdiririm kendimi ?


Ruhta bir dünya devriliyor
Yazgının buyruğunda
Sırasında egemen güçlerin
Ve sunaklarından yurdumun
Devrik sularında yelken açıyor acemi miçolar
Uçsuz bucaksız
Yılgın karanlığında bir miğferin...


/Geleceği gören rüzgar,
Boşyere donduruyor tozlu göğsünü..!/


Can çekişlerin miğferi bu,
Yayılıp uzuyor dikenli teller boyu.
Yararsız bir misilleme kurnazlık,
Kurtların karnı doydu bu sofradan
Sürüklenen bir yaprak şimdi kahramanlık..!


Artık kimi görsen,
Sarı örgüsünde ’Ben’ olacak!
Oysa en az Troyalı kadınlar kadar çözmüştüm saçımı
Savuşturmak için yaklaşan kötü yazgıyı.


Bu ne benim lütfum,
Ne de Suçum artık!


Şimdi giderken,
Sana son soluğumu
Dostlarıma sonsuzluğumu bırakıyorum...


Senin olacak bıraktığım onurlu her gözyaşı.
Onunla sulayacaksın
Bu tok yaşamın,
Niyetli her toprağını..!


Fırtınalar koparacaksın,
Sana düşmanlığından yazgımın
Kopartamazsan,
İşte ozaman at
Acıdan yıkılmış kucağından kemiklerimi.

Atamazsan,
Erdeminden dik mezarıma mermerimi..!



/ Şimdi giderken , bir vefasız bırakıyorum ardımda..Sen ise ; candan bir yürek /

Gülşah Kolsuz