Zaman pek hızlıydı, kalamadık bir yerde.
Duramadın yanımda, gurbet olunca serde.
Düşündüm, taşındım, elime alıp başım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be dertdaşım!
Seni yollar sordu, beni yıllar gardaşım.

Karın nerede doyarsa memleket orasıdır.
Amma yüreğin yurdu sevdiğinin yanıdır.
Ruhumun açlığına muhabbetindir aşım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be dertdaşım!
Seni yollar doyurdu, beni yıllar gardaşım.

Annem, babam hayalini evinde dolandırır.
Rüyada kollarını boynuna dolandırır.
Gelince gurbetlerden görme benim telaşım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be dertdaşım!
Seni yollar sardı, beni yıllar gardaşım.

Yusuf misali düştün o dert kuyularına.
Sabrın sonu güzel, az kaldı sultanlığına.
Sevincini göreceğim, kurtarırsa yaşım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be dertdaşım!
Seni yollar sevdi, beni yıllar gardaşım.

Safadaydın yurdunda, düşmemişken yollara.
Sana eziyet edenin belli, yüreği kara.
Üzmesinler canımı, çattırmasınlar kaşım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be dertdaşım!
Seni yollar üzdü, beni yıllar gardaşım.

Biri değil, ikisi de gurbet kuşu oldular.
Yüreğimin dallarını bırakıp kanatlandılar.
Onlar gelmez ise bitmez hasret savaşım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be dertdaşım!
Seni yollar aldı, beni yıllar gardaşım.

Yiğidin boz ocağı, bi başıma kaldım ben.
Çalacak bir kapıya, özlem ile yandım ben.
Olur da yetişirsen, kaldır benim naaşım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be gardaşım!
Seni yollar buldu, beni yıllar gardaşım.


---

Vakti geldi, şimdi ayrılık zamanı.
Sizinle her günüm, hayalimde bir anı.
Islatır yazmamı gönlümdeki gözyaşım.
Sırdaşım, yoldaşım, ah be dertdaşım!
Seni yollar yordu, beni yıllar gardaşım.