0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
22
Okunma
SEN AVUCUNU YALA
Bir dağ duruyordu önümde,
ellerim erişmez, yolum çıkmazlardaydı.
Gönlüm asılı bir ceset gibi,
her an kefen giymeye hazır.
Ne balçık oldum güneşe, ne çamur;
ne aydınlık yaktı içimi, ne karanlık yuttu.
Uykulu gözlerle baktım sana;
ne orman oldum ne meşe.
Orman çocukları gibiydim,
yoksul, yırtık pırtık.
Meyvenin tadını alamadım,
şeker erimedi dilimde.
Yüreğim vurgun yemiş gemi,
beynim ağlara takılı.
Ne han oldum ne hancı;
boyuna dolanıp durdum aynı yerde.
Yokuşlarım hiç düz olmadı,
bayırda asılı kaldı yollar.
Bileğimde kelepçe yoktu ama
boynum hep bağlıydı.
Ellerim tutmak, parmaklarım dokunmak isterdi;
ama kurallar demirden daha kalındı.
Parmaklıklar ardından bakan mahkûmlar gibi,
“neler oluyor” sorusunu soramadan
kurşun yiyen çocuklar gibiydik.
Savaş yoktu belki,
ama kuralları hiç kalkmamıştı ki bu memleketten.
Bir sevdam vardı yüreğimde,
bir delikanlıydı gözümde.
Yiğit olmadan soyundu gitti,bir daha dönemedi.
Bütün kabahatler bendimdi.
Hayallerim inat uğruna,
daha güzel bir dünya için
el ele vermiştim gönlümle.
Ama bir şeyi unutmuştum,
hep yok saymıştım,
hep görmezden gelmiştim seni,
ey gönlüm.Sende vurmadın ki bam teline.
Yazıklar olsun sana,
haykırmadın göklere, dağa, taşa, bayıra.
Ovalar yoktu sesini yutacak,
kayalar vardı, yankı yapardı,biliyorsun.
Ama yapamadın
Çünkü korkaksın.
Korkaklığın tekisin.
Bir avuç suyla yıkadın yüzünü, tıpkı ellerini yıkar gibi.
Kalın bir örtü serdin üstüne,kıştan korunur gibi.
Esarete yenildin,düzenin esaretine,
ve bunu kendin yaptın,tek başına.
Onurun, gururun vardı,
erişilmez olmak hoşuna gidiyordu,itiraf et artık,
ta o yıllardan beri biliyordun.
Sessiz nefes alışlarından haberim var.
Küllenmemiş yüreğinden çıkan buharın içinde yüzüyorsun.
Kalbin sızlıyor, ağlayamıyorsun.
Gözlerin yanıyor, için kabarıyor,
miden düğümleniyor, dikiş tutmuyor artık.
Sen kaçırdın.
Sen yolun karşı tarafındasın.
Bu tarafta her şey yolunda.
Sen avucunu yala şimdi.
(18 Nisan 2016’da yazılmış
5.0
100% (1)