6
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
136
Okunma

Kendi Canıma Yazdığım Hüküm
İşte duruyorum; dudaklarım kilitli, sesim boğuk, bu vedanın hükmünü kendi canıma kendim yazdım,
Bu an, zehirli bir şarap gibi içtiğim son yudum; hem hatıranın ateşiyle yanıyorum hem de donuyorum.
Gözlerimdeki yaşlar, seni benden koparırken ruhumun attığı o son, çaresiz çığlıkların sızıntısıdır,
Çünkü biliyorum, bu burukluk, bizi kurtarmak için kendimi feda etmemin keskin ve acı gerçeğidir.
Bu bir ayrılık değil, bir uzvun koparılışı; her hücrem kanıyor, ama bu kanamayı kimse görmüyor,
Buruk vedalar, aşkın kalbe attığı ve asla iyileşmeyecek kanlı mühürlerdir.
II.
Şimdi tattığım bu burukluk, senin ellerine değmiş olmanın tatlı hatırasıyla, kırılan ruhumun acısıdır,
Ne bir teselli var ne de bir anlam; sadece kaybın, bütün bedenime yayılan o keskin titremesi.
Bu veda, benim sensizliğe mahkûm olma kararımdı; oysa bu hüküm, beni senden çok daha fazla yakıyor,
Biliyorum ki, bu noktada durmak, senin masumiyetini benim kendi enkazıma gömme çabamdır.
Sessizlik çökerken, o boşluk artık bir duvar gibi üzerime yıkılıyor, nefes almamı zorlaştırıyor,
Acı, bir zindandır; o zindanın anahtarını, seni korumak için kendi ellerimle kırdım.
III.
Bu burukluk, göğsüme sapladığım hançerin bıraktığı sızıdır; yaptığım seçim, beni her an tüketiyor,
Çünkü bu veda, aşkın, benim tarafımdan kasıtlı olarak sonlandırılan en büyük israfıdır.
Geri çekiyorum ellerimi, ama avuçlarım, sensiz yaşayacağım her anın bedelini mühürleyerek ayrılıyor,
Dönüşün imkansızlığını biliyorum, ve bu sonsuz pişmanlığın ağırlığını tek başıma omuzlayacağım.
Yarınlar, sensizliğin buzdan ağırlığıyla gelecek, ama bugün bile kalbimin attığı her ritim bir hatadır,
Gidiyorum; ve bu gidiş, benim kendi ruhumu bile isteye kurban edişimdir.
IV.
Son kez bakıyorum; yüzündeki o ifade, seni terk etme yalanıma inanmış olmanın saf acısını yansıtıyor,
Bu an, bütün mantığın ve umudun terk edildiği, deliliğin sınırındaki son vedadır.
Dışarıdaki dünya ne olursa olsun, benim içimde sadece enkaz ve küller kaldı bu kararın ardından,
Bu haksız vedanın bütün suçunu ve vebalini üzerime alıyorum, bu benim sessiz kefaretimdir.
Ne bir af diliyorum ne de bir merhamet; sadece bu sızının beni tamamen bitirmesini bekliyorum,
Bu burukluk, aşkın ölmediğini; sadece can çekiştiğini gösteren son ve kanlı delildir.
V.
Şimdi yürüyorum; ayaklarımda parçalanmış cam kırıkları var, attığım her adım sana ihanet ediyor,
Bu, bir bitiş değil, benim kendi içimde başlattığım ve asla durmayacak bir yıkım sürecidir.
Bu burukluğu yanımda taşıyacağım; sensiz yaşamanın bir işkence olduğunu her an hatırlatması için,
Çünkü en gerçek acılar, gitmek zorunda olanın kalbine saplananlardır.
Ve bil ki, hayatımın geri kalanında, bu buruk tat en güçlü sızım ve en büyük lanetim olacak,
Çünkü tek kişilik buruk vedalar, Ruhu yavaşça eriten, sessiz ve sürekli bir yangındır.
Cemre Yaman
5.0
100% (6)