1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
34
Okunma
Sessiz bir sabahın içinden geçer çocukluğum,
Toprak kokar yollarım, rüzgâr yüzüme dokunur.
Bir yerlerde annemin sesi çağırır beni,
“Üşüme evladım” diyen o sıcak tınıyla.
Yırtık ayakkabımın altından taşlar batardı,
Ama kalbimde bir umut yürürdü her gün.
Dağları aşsam da, yokuşlar artsa da,
Bir gülüş yeterdi unutturmaya soğuğu.
Annemin elleri yağlı ekmek kokardı,
O koku, dünyadaki hiçbir şeye benzemezdi.
Bir parça ekmek verirdi,
Yanına sevgisini gizlice kokardı.
Evimiz küçük ama yüreğimiz genişti,
Bir lambanın altında toplanırdık her akşam.
Cızırtılı bir televizyon, soluk bir görüntü,
Ama o anlar, kalbimizde bir masal olurdu.
Yağmur damlaları vururdu sac çatımıza,
Biz içeride annemin dizinin dibinde ısınırdık.
Söylediği her kelime bir sığınak gibiydi,
Dünyanın bütün seslerini sustururdu.
Karanlık çökerdi ama içimiz aydınlıktı,
Babamın sessizliği, annemin sabrı bir araya gelirdi.
Ne çok şeyimiz vardı aslında,
Fakirdik belki, ama eksik değildik.
Şimdi geriye dönüp bakınca anlıyorum,
Büyüten sevgiymiş, yaşatan emekmiş.
O günlerin sade mutluluğu,
Bugünün kalabalığında en çok aradığım şeymiş.
5.0
100% (1)