Sen kimsin ki bu yolun yükünü(güzelliğini) istersin?".
Bedeli en ağır eylemdir düşünce peşine düşer düşünemeyenler Sesini kısmak İçeri tıkmak İsterler Sen düşündükçe
İçeri girmez de düşünde yaşarsan Yalnızlaşırsın gittikçe En kötüsü de gülme eşiğin yükselir Çoğu espiri artık basit gelir Güldüremez seni kimse Aldığın tatları da paylaşamazsın herkesle
Yine de İçerde olup duvarla düşünmektense Dışarda Yaslayıp sırtını duvara gökyüzü ile düşünmek Ona salınan sesleri duymak Bir sarı yayla çiçeği ile Kırk yıl öncesini yaşamak Özgürce Dinleyene Dert, Anlatana Izdırap...!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Düşünce eyleminin "bedeli en ağır eylem" olduğunu ifade edişiniz... ve bu bedelin yalnızlık, gülme eşiğinin yükselmesi ve anlaşılamama olduğunu bu denli sade ama vurucu bir dille anlatmanız hayranlık verici! "İçerde olup duvarla düşünmektense / Dışarda / Yaslayıp sırtını duvara / gökyüzü ile düşünmek" dizelerindeki o özgürlük arzusu ve asil duruş, şiirin doruk noktası olmuş. Fikirlerinizi içeri tıkmak isteyenlere karşı duruşunuzu, gökyüzüne yaslanarak göstermeniz muhteşem bir imge. "Dinleyene Dert, Anlatana Izdırap...!" finali ise, düşüncenin hem taşıyana hem de dinleyene yüklediği o kaçınılmaz zorluğu tek bir cümleyle özetliyor. Düşünen ve sorgulayan kaleminizi tebrik ederim. Güçlü ve çok etkileyici bir şiirdi. Saygılar…
bazen düşünüyorum, acaba ben doğru yolu mu seçtim? ya da daha doğrusu, bu yol bana ait miydi? birbirine karışmış binlerce fikir, his ve düşünce… sadece ilerlemek için bir amaç arıyorum. ama ne kadar çok ararsam, o kadar kayboluyorum. İnsanlar, zamanla herkesin kendisiyle savaş verdiğini söylüyorlar. ama ya bu savaş biterse, ya sonunda kendimizi bulursak? ne olur? ne kalır geriye? elimizden tutanlarmı? tutmayanlar mı? bir cıkış arıyorum hayatımın labirentlerinde .
benim için hala bir çıkış var mı? bunu bilmiyorum. ama belki de sormam gereken soru, çıkışı aramak değil, çıktığım her yerin bana ne kattığını anlamaktır. bazen beklemek, bir adım atmaktan daha anlamlı olabilir. belki de bazen hiçbir şeyin değişmemesi, kendi içimizde en büyük değişimi yaratır.Bir zamanlar elimizden tutanlar ,yol göstericizilerimiz yok artık.
acımasız bir hızla üzerimize doğru yürüyen ve bizi yaka paça yakalayan bir yer burası .. bazen hüzün , bazen mutluluk veren bu yere ( hayat diyorlar )
belkide her varlık icin bambaşka bir senaryo hazırlayan biri var . mümkünü yok devam edeceksin diyor bu oyunda
bazen düşünüyorum, acaba ben doğru yolu mu seçtim? ya da daha doğrusu, bu yol bana ait miydi? birbirine karışmış binlerce fikir, his ve düşünce… sadece ilerlemek için bir amaç arıyorum. ama ne kadar çok ararsam, o kadar kayboluyorum. İnsanlar, zamanla herkesin kendisiyle savaş verdiğini söylüyorlar. ama ya bu savaş biterse, ya sonunda kendimizi bulursak? ne olur? ne kalır geriye? elimizden tutanlarmı? tutmayanlar mı? bir cıkış arıyorum hayatımın labirentlerinde .
benim için hala bir çıkış var mı? bunu bilmiyorum. ama belki de sormam gereken soru, çıkışı aramak değil, çıktığım her yerin bana ne kattığını anlamaktır. bazen beklemek, bir adım atmaktan daha anlamlı olabilir. belki de bazen hiçbir şeyin değişmemesi, kendi içimizde en büyük değişimi yaratır.Bir zamanlar elimizden tutanlar ,yol göstericizilerimiz yok artık.
acımasız bir hızla üzerimize doğru yürüyen ve bizi yaka paça yakalayan bir yer burası .. bazen hüzün , bazen mutluluk veren bu yere ( hayat diyorlar )
belkide her varlık icin bambaşka bir senaryo hazırlayan biri var . mümkünü yok devam edeceksin diyor bu oyunda
Düşünmeyi sevmeyen insanlar yalnız kalmayı da sevmezler, kendileriyle başbasa kalmaktan ödleri patlar ola ki düşünmek zorunda kalırım filan... Yalnızlık ara ara olursa bana göre bir ihtiyaç ama devamlı bir yalnızlık insanın doğasına aykırı olabilir. Çünkü düşüncelerin arasına zamanla vesvese evham karışabilir ve kişinin psikolojisini olumsuz etkilemeye başlayabilir bu düşünce süreci.. kimse yalnizlastirilmasin isterdim buna mahkum edilmesin kendi tercihi dışında zorunlu bir izolasyona maruz kalmasın. Hayatta hersy bir dengede olmalı. Yaşlılar bu konuda çok çaresizler. Kendilerini toplum içinde dışlanmış ise yaramaz gibi görüyorlar öyle hissettriliyorlar. Aslında oturup dinlesek canlı tarih onların hepsi. Bana yasitlarimin sohbetinden daha çok zevk veriyor zaman zaman.. Ve daha huzurlu.
Cemre hnm a yazdığınız yorumu şimdi gördüm hayatın sınav olduğuna inanmıyorum demişsiniz ama hayat sınav ki. Bununla ilgili ayeti kerimeler de var. Siz bunu farklı manada mi söylemiştiniz çünkü inançlı biri olduğunuzu biliyorum
Şüphesiz geleceğin içinde yeni bir şey olmayacak, her şey daha önce yaşanılanlara benzeyecek, benzedi de üstelik. Geçmiş şuanın da içinde varsa, geçmiş sayılabilir miydi bilmiyorum, geçmiş hiç geçmiyordu. Dört mevsim birden bir bavula sığardı bazen, bunu en iyi kuşlar bilirdi, almak istediklerinle, alamadıklarınla, taşıdıklarınla, taşıyamadıklarınla, yanında götüremediklerinle. Kafesi kırılan o kuş, bir daha konamayacak sabahlara ve konduklarını da yanında götüremeyecek, yüklenemeyecek içindeki tedirginleri artık. Her şeyi sığdırdığını zannetsen de bazen parçalanmamak elinde değildir, yarım, bölük pörçük, başlangıç diye hatırladığımız, bitişin parçalarıdır bizde kalan.Her daim değer kattığınız için teşekkür ederim.
Cemre hnm a yazdığınız yorumu şimdi gördüm hayatın sınav olduğuna inanmıyorum demişsiniz ama hayat sınav ki. Bununla ilgili ayeti kerimeler de var. Siz bunu farklı manada mi söylemiştiniz çünkü inançlı biri olduğunuzu biliyorum
Şüphesiz geleceğin içinde yeni bir şey olmayacak, her şey daha önce yaşanılanlara benzeyecek, benzedi de üstelik. Geçmiş şuanın da içinde varsa, geçmiş sayılabilir miydi bilmiyorum, geçmiş hiç geçmiyordu. Dört mevsim birden bir bavula sığardı bazen, bunu en iyi kuşlar bilirdi, almak istediklerinle, alamadıklarınla, taşıdıklarınla, taşıyamadıklarınla, yanında götüremediklerinle. Kafesi kırılan o kuş, bir daha konamayacak sabahlara ve konduklarını da yanında götüremeyecek, yüklenemeyecek içindeki tedirginleri artık. Her şeyi sığdırdığını zannetsen de bazen parçalanmamak elinde değildir, yarım, bölük pörçük, başlangıç diye hatırladığımız, bitişin parçalarıdır bizde kalan.Her daim değer kattığınız için teşekkür ederim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.