10
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
198
Okunma
…huzur,
gecenin avuçlarında saklı bir sır gibi,
sessizliğin kıyısında dalgalanan kadim bir nefes…
Ben, bir kadın şair;
dizlerime çökmüş zamanın küllerini üfleyerek
yazıyorum bu sözleri.
Kalemim, karanlığın omzuna konmuş
yalnız bir güvercin…
Ve her mısrada, yaradılışın gölgesine
ışık düşüren bir dua gizli.
Huzur,
bir annenin rahminde uyuyan
sabırlı bir yağmurun adıdır.
İçimde,
bin yıldır yol arayan bir nehir akar,
her kıyısında adımlarımı yıkayan
gizli bir hikmetle…
Gecenin kararmış alnına
avuçlarımı koyuyorum;
çünkü bilir gece,
kadın kalbinin nasıl yandığını
ve nasıl sustuğunu.
Sustuğum yerlerden filiz veriyor kelimelerim;
çünkü her susuş,
Rabb’in odasına bırakılmış bir dilekçe gibidir.
Bazen düşünüyorum;
insan, kendi gölgesini nasıl taşır da
hiç yorulmaz?
Neden kalp,
en ağır yüklerini bile
bir sır gibi saklar?
Ve neden acı,
çiçeğin suya duyduğu özlem kadar gerçek olur?
Cevabını bilirim;
çünkü insan,
hakikatin en kırılgan aynasıdır.
......................
Ben,
bir kadın olarak doğdum bu hayata;
yalnızlığımı saçlarıma gizledim,
kederimi dizlerimin arasına aldım,
umutlarımı ise
dudaklarıma sürdüğüm kırmızı bir dua yaptım.
Kadın olmak,
bir çölün ortasında
rüzgârla kardeş olmak demektir.
Sevilmek istersin,
ama önce kendi ateşinden geçmen gerekir;
yanarsın,
sonra külünle kendini yeniden çizersin.
Her kadının içinde
yas tutan bir Yusuf kuyusu,
yürüyen bir Meryem sabrı,
susan bir Züleyha çığlığı vardır.
Benim içimde hepsi var;
çünkü şiir,
kalbimde göçebe bir ordu gibi dolaşır.
......................
Kalbimi alıp gecenin eşiğine bıraksam,
ayıp mı olur Rabbim?
Çünkü her gece,
bir başka hesap sorar insana.
Benim hesabım,
yıldızların bile çözemediği
eski bir bilmece…
Göğsümde bir dağ taşıyorum;
adı: kader.
Sırtımda bir rüzgâr taşıyorum;
adı: teslimiyet.
Ayaklarımda bir diken taşıyorum;
adı: nefs.
Ve kalbimde bir gül taşıyorum;
adı: Sen ey huzur…
Huzur,
öyle ince bir çizgidir ki;
bir ucu Allah’a uzanır,
diğer ucu insanın içindeki
çocuksu yaraya…
Sen o çizgide yürürsün;
bazen düşersin,
bazen ağlarsın,
ama her düştüğün yerde
bir ayet kanat açar sana.
......................
Ben yazdıkça,
gecenin dilsiz duvarları bana eğiliyor;
çünkü bilirler,
bir kadın şair,
sustuğunda kıyamet kadar ağırlaşır.
Huzur ararım;
bazen bir nehir kıyısında,
bazen rüzgârın saçlarımı okşayışında,
bazen de Allah’ın adını andığım
o ince duada…
İçimde bir ışık yanar,
sonra bir gölge uzar ardımdan.
Işık da benim, gölge de…
Çünkü insan,
Allah’ın suretinden yansıyan
en küçük parıltıdır.
Sen ey huzur,
gel de kon omzuma;
çöksün üzerime bu dünyanın ağırlığı,
ama sen dur;
bir çocuk gibi,
bir dua gibi,
bir seher rüzgârı gibi dur…
Ve bil ki:
İnsan, sonunda kendi yüreğinde kurulan
sessiz bir mescittir.
Ben ise o mescidin kapısında
el pençe divan durmuş
bir kulum sadece…
5.0
100% (14)