1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
152
Okunma

AĞIR ÖLÜM SAYIKLAMASI
Bağlayın gözlerimi,
Unutun eşgalimde arbınan hevesli,mahir bilgeleri.
Karanlıktan daha siyah bir ölüm sıkılsın pamuklarınızdan dudaklarıma.
Son su gibi yıkasın sözleriniz ağlayan cesedimi.
Yakın sabrımı!
Günahımı yakın!
Yarım,kekeme,ağlak dualarınızın nakaratında bağışlanayım.
Uyuyan insafın dizlerinde beklesin ölüm.
Uyansın beşiğinde sallanan ölü bebek,
Uyansın İsa!
Alın beni de Meryem’in gözü önünde O’nunla aynı çarmığa.
Vurun!
Vurun,avlunuzu yakan korun kavurduğu avuçlarınızla…
Üzerimi açın,derimi karalayın ayıplı odalarda.
Girin açtığınız oluklardan,ruhumun sığındığı vahaya.
Boğulmayı bilen nefesleri itin Nuh’un geçtiği sulara.
Ben de vardım o gemide.
Cüretimin izini sürüp Nuh’un kaldırdığı o gemiye sığındı insanlığım,
Ama fırtınanın çizgisinde sevişen ben değildim oğluyla.
Bir damla suyun adıyla edilmiş bir beddua değil Nuh’un açtığı elin hürmeti,
Koskoca bir kavimin soyunu,siyaha bulayan bir tufan hazırladı sonunu.
Çözün ellerimi…
Saplayın göğsüme yedi hançerin en gencini.
Ahmak sebepten sancılanan ağrıyı alın içimden,
Koyun yerine,ruhumda sadalayan en ağır işkenceyi.
İblisi bulun bana!
Onu da ağlatsın bir soytarı kendi yatağında.
“Sen vurdun!”
“Sen yaktın!”
“Senin suçun!” diye haykıra haykıra,
son safranıyla onu boğmak isteyen;kimsesiz bir çocuğun ellerini bağladım kursağıma.
Açın toprağı,
Dağınık ölüm uykusu damıtın ciğerlerime,kurutun son böbreğimi.
Silin zihnimdeki muhbir isimleri.
Bu hayattan hiç gelip geçmemişim gibi gömün bedenimi.
Ağır ölümlere aşığım ben.
Beklesin hayat…
Kırın zamanın kalbini.
Çıkarın güneşin içinden resmimi,
Kaldırın ortadan bu çerçeveyi.
Alın aklımı,
Açın aklımın almadığı o müzmin yolu.
Bozun inancımı susatan orucu.
Verin diyorum!
Verin bana en ağır zamanları bekleyen ölümü,
Susturun önümü kesen bakir olguyu.
5.0
100% (2)