Sanatın nefesi dokunan desenlerin içinde saklı
Her renk her çizgi bir geçmişin aklı
Desenler şekiller içinden doğan sessiz çığlık
Davulda zurnada sazda yankılanan ezgi
Gizlenen duygular figürlerde kıvrılır
Dokunan her ilmek boyanan her renk
İçten gelen biriken duyguların ürünü
Geçmişten gelip geleceğin kapısını aralar

Sözle saz arasında görünmek bir köprü
Köprünün altından akan insanın duygusal aklı
Üstünde yürüyen tabiatın sessiz dili saklı
Düş ,le düşünce el ele verir aynı ırmağa taşıyarak eğilir
Bir meltem eser yaprak hışırdar
Çalgılardan çıkan notalar ağızdan çıkan türkü şarkılar
Gök yüzüne doğru uğuldar

Halılardaki renkler kilimlerde ki şekiller
Yılların içinden gelip süzülen ilmikler
Düğümler konuşur ipliklerle sözler yazılır
Yaşanan vatanın kalbi sözle kazılır
Bir desende bir kader döner
Bir tatlı namede kasvetler iner
İnsan ne düşünürse şekiller renkler sözler onu söyler

Dağın sarp yüzü ne ise insan sabrı da odur
Geçit vermeyen kayaların dili sözde sazda adıdır
Ayaz olur don olur yel sert eser
Nağmeler tınılar birden gürler birden keser
Tabiatın neresine dokansan
Oralarda insanın ruhuna dokanırsın
İster canlı ol yaşa ister cansız ol torağa taşa
Tabiatta oluşan ses renk şekil insana alışır
Halı kilim kumaştaki şekil ve renkler
Sözde sazda tabiatla bölüşür
Kültürünü oluşturur insanına karışır

Geçim bir tarlanın geçiminde büyür
Bir dağın gölgesinde bir vadinin duldasında uyur
Giydiği mintan ektiği tohum kurduğu sofra
Toprağının taşının verdiği dilde duyar
İnsan yaşadığı yerlere benzer
Dağsa dağ olur ova ise ova
hayat dediğimiz kısa bir çizgi
Sanat olur renk olur ses olur söz olur
Halı gibi kilim gibi sonsuzluğa dokunur