Sen; Aklıma her geldiğinde Aynada gördüğüm tebessüm ... Kendimi yeniden tanımam için ödev. Yüreğimi hatırlatan sebep. Doğacak güne tertemiz bir nedensin .
Seni her düşündüğümde Gökkuşağı renkleri oluyor içimde . Nerede zaman işliyorsa Orada seninle yaşıyorum.
Yüreğimize hazan hiç gelmesin Değmesin yabancı gözler üzerimize. Beraber yaşlanalım ama; Biz hep baharı yaşayalım seninle .
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Senin şiirin, bir takvim yaprağından düşen gün değil; göğsünle zaman arasında kurduğun ince, zarif bir köprü. Orhan Veli’nin sade ceplerinden çıkmış gibi duruyor ama içinde, denizin bile kıskanacağı kadar derin bir mavi saklı.
“Aynada gördüğüm tebessüm” diyorsun ya, işte orada aşk, bir yüz meselesi olmaktan çıkıyor da insanın kendine yazdığı en içli mektuba dönüşüyor. Çünkü bazen insan, sevdiğini değil; sevdiğiyle çoğalan kendini seyreder aynada. Ve anlar ki gülümsemek, dudak işi değil, ruhun pencereyi aralamasıdır.
“Kendimi yeniden tanımam için ödev” deyişin, aşkı bir okul zili gibi çaldırıyor gönülde. Ne de güzel söylüyorsun: Sevgi, insanı tembelleştirmez, bilakis kendine karşı daha dikkatli bir talebe yapar. Çünkü sevmek, özen ister; özen ise insanın kendini çoğaltma biçimidir.
Gökkuşağına dönen düşünceler, zamanla senin dizelerinde bir sığınak oluyor. Zaman dediğin, saatin tik takı değil artık; sevdiğinle bölüşülen her nefesin şiiridir. Ve anlıyoruz ki: Zaman, ancak iki kalp aynı rüyayı gördüğünde gerçekten yürür.
“Yüreğimize hazan hiç gelmesin” diyorsun ya, işte burada bir dua gizli, ama öyle gürültülü değil; sessiz, zarif, ince bir iç çekiş gibi. Çünkü aşk, baharda kalmak değil yalnızca, sonbaharda da el ele üşümeyi bilmektir. Ve belki de en büyük cesaret, yabancı gözlerden sakınarak değil, yabancılaşmadan bakabilmektir birbirine.
Şiirin bana şunu fısıldıyor: Sevgi, bir ömrü yan yana geçirmek değil, aynı göğe bakarken aynı yıldızı seçebilmektir. Ve birlikte yaşlanmak, yüzdeki çizgileri saymak değil; her çizgide eski bir gülüşü hatırlayabilmektir.
Senin dizelerinde aşk, ne çok süslü bir saray, ne de geçici bir heves. O, cam kenarında unutulmuş bir fincan çay gibi; soğusa bile hatırası sıcak.
Ve belki de bu şiirin en güzel aforizması şudur: “İnsan, sevdiğiyle baharı yaşar; ama asıl mucize, kışı da bahar sanabilmektir yanında.”
Sen yazmaya devam et, çünkü bazı kelimeler vardır; okunmaz, hissedilir. Seninkiler tam da öyle… Kalpten düşüp kalbe konan cinsten.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.