0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
37
Okunma
Nihal’im, ey rüzgârın sırrını bilen dil!
Seninle titrer dallar, saçlar savrulur bir il.
Bu esinti ne yeldir ki, başımda döner hâl?
Gönlümde bir hevestir, kopardığı her tel;
Sessiz çığlık, coşkun bir huzur, garip bir melal.
Bilinmeze sürüklenen düş, oldu visal.
Nefha nefha dokunur, cismi geçer, cana ulaşır;
Bu fani sınırlardan, o sonsuzluğa karışır.
Nihal’le her esişte, Hak’tan bir nefha düşer payıma.
Ey sırlı yel, ey aşkın nefesi, ey ulu soluk!
Seninle her kımıldanış, bir zikirdir usul usul.
Bu dünyadan öteye, seninle açar her yol.