İnsanız işte mevsimler gibi
Gün olur ege bölgesi
ince bir rüzgar eser ruhumuzda
Denize karşı çay söyleyesin gelir.
Günes tenimize yapışır
Tuzlu bir iyilikle
Içimiz Limon olur
Sokakta yürürken bile bir devrim gibi.
Tatlıyı ekşiyle evlendiririz

Zıtlığın zarif bilesiminde
kaotik bir zarafet bırakırız fincan kenarında

Bir gülüş, bir kahve,
Ve kendi varlığına odaklı
hafifçe yanan şehrin sokak lambaları.gibi


Insanız işte

Gün olur kuzey doğu
Rüzgar toparlan hadi der
Bir yudum limonata olmak değil,
Düşüncenin keskinliği ..

Kar taneleri gibi aynı cümlede eririz veya
Sözün yarısı çıkmadan dudağında donar
Köy yolu kadar susarız
Bir yanimiz ılık zeytin gölgesi
Bir yanimız keskin dağ dumanı

Tatlıyla ekşinin resmi ittifakıdır
Sokaklar, şiirler, yürüyüşler…
Hepsi bir anarşi, ama zarif
Çünkü tatlı ve ekşi bir araya geldiğinde
Eninde sonunda aromalı bir delilik doğar..

Insaniz iste didikleyip durma derler adama
Hava durumu karışık haritamizda bir yanimiz lodos uyarısı
Bir yanımiź tipi ..
çıkiyoruz disari yanimiza hırka alasimiz gelir


Bir sehre sığmayan kalıbimiz
zorla batı olamaz ki dogu(mu)muz
Gün biraz daha yaklasırken sona
Çomak sokup durma
Dogru yolda yürüyenle yürü
Aklın olsun pusula
Sabrın terazi.