4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
127
Okunma

Kibrit kutusunda saklı sevdam,
Yıllardır ceplerimde taşıdığım küçük yangınlar,
Ellerime sinen tahta kokusu kadar tanıdık
Ve bir o kadar ürkeksin hâlâ.
Seni açmaya korkuyorum bazen,
Çünkü her kapağını aralandığımda
Bir anının kıvılcımı fırlar dışarı
Biri çocukluğuma düşer,
Biri ilk heveslerime,
Biri senin adının gölgesine.
Ben büyüdükçe küçülüyorsun,
Bir avuç ateş
Bir ömür suskunluğa karşı.
Karanlıkta seni arıyorum çoğu gece,
Elimi cebime attığımda hissediyorum:
Hâlâ oradasın,
Hâlâ yanmayı bekliyorsun,
Benimle birlikte.
Bir kibrit çöpü çekiyorum usulca,
Ucu sana değiyor sanki.
Sürtüyorum zamanın duvarına,
Ve bir ışık beliriyor,
Kısa, hassas, titreyen bir mucize.
O an dünyanın bütün soğukluğu
Bir anlığına kayboluyor,
Alevlerin ortasında yüzün beliriyor.
Sanki yıllardır sakladığım
Tüm kelimeler çözülüyor birden:
Kırıldığım yerler, sustuğum hevesler,
Yarım kalan cümleler ve ben…
Kibrit kutusunda saklı sevdam,
Seni her açışımda,
Kendi içimde yeni bir odayı, aydınlatıyorum.
Kapağını kapatınca
Karanlık geri geliyor belki
Ama biliyorum:
Işığı hatırlayan bir kalp,
Karanlığa asla tam teslim olmaz.
Ve belki bir gün
Son kibrit çöpünü de çekerim içinden,
Alevi senin avuçlarına bırakırım,
O zaman anlarsın
Bir kibrit kutusuna ne çok sığdığımı:
Bir ömrün yangını,
Bir kalbin ürkekliği,
Ve sana yazdığım bu uzun şiir.
Kibrit kutusunda saklı sevdam,
Bugün yine cebimde unuttum seni,
Metro kalabalığı, ekran ışıkları, hızlanan hayat…
Ama bir tek sen, hâlâ küçük bir sıcaklık taşıyorsun,
Bütün gürültünün ortasında.
Telefonumun parlayan yüzüne değil,
Bir kibrit çöpünün sessiz umuduna inanıyorum bazen.
Çünkü sen geliyorsun aklıma;
Sürtünme sesi kadar kısa,
Alevin yükselişi kadar beklenmedik,
Bir nefes gibi hafif.
Geceleri yazıyorum sana
Notlar uygulamasına değil,
Avuç içimde gizlediğim o minik yangına.
Her kelime bir kıvılcım,
Her cümle bir çizik gibi düşüyor kalbime.
Düşünsene,
Modern zamanlarda aşk olmak kolay mı?
Herkes bir yerlere yetişiyor,
Kimse kendine bile uğramıyor.
Ben yine de duruyorum,
Cebimdeki kibrit kutusunu açıp
Sana bir selam yakıyorum içinden.
Belki bu yüzden seviyorum seni:
Hiçbir algoritmanın çözmeyeceği kadar gerçek,
Hiçbir bildirim sesi kadar aceleci olmayan
Sakin bir yangın olduğun için.
Kibrit kutusunda saklı sevdam,
Her alevinde yüzün var,
Aydınlık bir an,
Geçici ama unutulmaz.
Ömrümüz tam da bu belki:
Kısa bir ışık,
Uzun bir hatırlayış.
Gel,
Bir kibrit çöpü yakalım birlikte;
Dünyanın bütün soğuk ekranlarına karşı
Sıcacık bir an olsun bu,
Sana bakarken
Zamanın bile yavaşladığı bir anı kalsın
Kibrit kutusunda saklı sevdam,
Bugün yine cebimde taşıdım seni,
Anahtarların, kulaklığın,
Ve unuttuğum umutların yanında.
Küçük bir kutu,
Ama içi koca bir sessizlik.
Seninle ilgili her şey gibi:
Dışarıdan sakin,
İçeride bir yangın.
Şehir üzerimden hızla akıyor;
Reklam panoları,
Koşan insanlar,
Bitmeyen bildirimler…
Bense durup seni düşünüyorum,
Bir kibritin ucundaki ışık kadar kısa
Ama aynı anda her yeri aydınlatan bir düşünce.
Aşk, modern zamanlarda
Biraz acele,
Biraz eksik,
Biraz dijital.
Ama sen
Hiçbiri değilsin.
Sen;
Geciken tramvaylarda aklıma düşen
Sıcak bir nefes,
Soğuk bir gecede
Avucumu ısıtan küçük bir kıvılcımsın.
Kibrit kutusunda saklı sevdam,
Her kapağını aralayışımda
Sana yaklaşmış gibi hissediyorum.
Belki de bu yüzden
Bu kadar saklıyorsun kendini,
Karanlıktan değil,
Yanmaktan korkuyorsun.
Gel,
Bir kibrit çöpü çekelim birlikte;
Ne uzun sözlere gerek var
Ne büyük mucizelere.
Bir an yeter bazen,
Bir ışık,
Bir bakış,
Bir “buradayım” fısıltısı.
Aydınlanır şehir.
Aydınlanır içim.
Ve bilirsin,
Her kıvılcımda sen varsın.
(Cangülüm) saat. 01:16 tarih. 22/11/25
Nebahat KILAKAY
5.0
100% (5)