0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
43
Okunma
Rüzgâr çoktan çekilmişti.
Avluda bir kandil titriyordu,
duvarlara uzun gölgeler vuruyordu.
Yeşil sedirde oturuyordu hala.
Gözlerim karanlıkta parlamış olacak ki
Yeşil sordu sessizce:
“Uyumadın mı yine?”
"Gözlerin ateş gibi, kan gibi. "
Toprağa baktım.
küçük bir taş aldım elime,
Fırlattım öfkeyle.
“Uykum bana küstü,”
“Gözlerim hâlâ içimi seyrediyor.”
Yeşil bir adım attı, sonra durdu.
O adımın ardında bir tedirginlik,
bir merhamet vardı.
“Yanıyor musun?” dedi.
Ben güldüm
acıyla, sessizlikle.
“Ben hep içerden yanarım Yeşil.
Gören gözlerim değil,
görmeyen gönlüm yanıyor.”
Rüzgâr yine başladı,
Kandil söndü,
Kül kokuyordu,
Bense yanmaya devam ...