0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
37
Okunma
Geceden arta kalan son yıldız,
Elimi tuttu sabah ezanında.
Turuncuya bürünmüştü dua
Ve ben, sessizce içimden “sen” dedim.
Gözlerimde bir yakarışın izi,
Kalbimde kıbleye dönük bir sır.
Her nefesim, rahmetin sıcaklığında,
Bir rüya gibi usulca ağardı içim.
Kandil ışığına benzer sesin,
Yüreğimde yankı bulan ayet.
Ne zaman susacak olsam,
Adını fısıldar kalbimin tesbihi.
Aşkın, sabrın en koyu rengidir,
Turuncu göğe düşen ilk cemre.
Güneş doğarken secdeye vardım,
Bir kelime aradım, bulduğum sen oldun.
Baktım ufka, sanki gök konuşuyor,
Rüzgârla geldi dualar içime.
Bir elif gibi uzanıyor ismim,
Arşın çizgisine değiyor sessizce.
Ey turuncu sabahın emanet kokusu,
Ne zaman içim yanar, adınla serinlerim.
Bir su gibi akar rahmet kalbime
Ve ben her damlasında seni bilirim.
Gölgen düşer alnıma,
Bir dua gibi yayılır kalbime.
Her nefeste “âmin” der gibi
Titrer dudağımda isminin harfi.
Ne zaman bir çocuk ağlasa,
Gözlerinde senin nurun parlar.
Bir anne dua eder sessizce,
O duada ben varım, sen varsın.
Bir gül açar, rengi turuncudur,
Aşkın secdesinde yetişmiştir o.
Ben dokunmam, sadece koklarım,
Zira her kokuda bir "Hû" gizlidir.
Ey kalbimin kıblesi!
Ey Rabbimin bana emaneti,
Senle yanmayı öğrendim ben,
Yanarken sevinmeyi de.
Gecenin son duasıydı bu,
Karanlığa ışıkla yazılmış bir mısra.
Ben “âmin” dedim gözlerimle
Ve güneş secdeye indi ufukta.
Turuncuya bürünmüş dua gibi durdum,
Ne gökyüzü konuştu ne toprak sustu.
Bir ben, bir aşk, bir sonsuzluk vardı
Ve ortasında, senin ismin yankılandı.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(16 Kasım 2025)